13. Hukuk Dairesi 2016/11648 E. , 2018/4802 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirkete ait D-Smart’a abone olduğunu, tüm programları ve kanalları sorunsuz bir şekilde izlerken şirket çalışanlarınca telefonla arandığını, aylık 22,90 TL abonelik ücretinde herhangi bir değişiklik olmadan decoderi HD olarak değiştirebileceğinin teklif edilmesi üzerine kabul ettiğini, HD decoder bağlandıktan sonra birçok kanalı izleyemediğini, uzun süre aramalara rağmen müşteri hizmetlerine ulaşamadığını, ulaşıldığında eski decoder ve paket programının iadesi talep edilmesine rağmen kabul görmediğini, bunun üzerine üyeliği sonlandırdığını ve decoderin iade edildiğini, ardından 1.5.2012 tarihli fatura ile 298,89 TL haksız borç çıkarıldığını ileri sürerek 1.5.2012 tarihli 298,89 TL tutarındaki fatura nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine, davalı şirket tarafından sunulan ayıplı hizmete karşılık ödenen 206,10 TL hizmet bedeli ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının davacıya 160,95 TL abonelik borcunun olmadığının tespitine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 500,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Davacı, üyesi olduğu paket programının HD decoder ile değiştirilmesinin teklif edilmesi sonucu kabul ettiğini ancak eski paketindeki kanalları dahi izleyemediğini, müşteri hizmetlerine uzun süre ulaşamadığını ve ayıplı hizmet nedeniyle üyeliği sonlandırdığında adına yersiz fatura düzenlenerek borç çıkarıldığını ileri sürerek 298,89 TL fatura bedeli yönünden borçlu olmadığının tespitine, ayıplı hizmet nedeniyle ödenen 206,10 TL ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının davacıya 160,95 TL abonelik borcunun olmadığının tespitine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 500,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiş ise de; davacının tüm taleplerini karşılar şekilde hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davacının taleplerinden her biri hakkında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.