Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/902
Karar No: 2018/2218
Karar Tarihi: 19.03.2018

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/902 Esas 2018/2218 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2016/902 E.  ,  2018/2218 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, meni müdahele davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı asıl ... ile vekili Av. ... ve davacı vekili Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasındaki Beyoğlu 13. Noterliği"nin 04.07.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre, davalının sözleşme tarihinden 3 ay içinde ruhsat alacağı ve ruhsat tarihinden itibaren 18 ay içinde inşaatı bitirerek teslim edeceğini, davalının sözleşmeye ve projeye aykırı inşaat yaparak teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, binanın imar durumu ve ruhsatına aykırı olarak yapıldığının tespit edildiğini ileri sürerek, sözleşmenin feshine ve 5.000,00.-TL kira tazminatının davalıdan tahsiline, murazaanın ve el atmanın önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiş, mahkemece 26.06.2015 tarihli ek karar ile temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmştir.
    Davalı vekili, ek kararı temyiz etmiştir.
    1- Mahkemece temyiz isteminin süresi içerisinde yapılmadığından bahisle 26.06.2015 tarihli ek karar ile davalı vekilince yapılan temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de, gerekçeli kararın davalı asile tebliğinin Tebligat Kanunu"nun 21. maddesindeki usule uygun olmadığı anlaşıldığından mahkemenin 26.06.2015 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilip temyiz itirazları incelenmiştir.
    2- Davalı vekilinin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..” hükmüne yer verildiği, Tebligat Kanunu"nun ""Tebligat Mazbatası"" başlıklı 23. maddesinin 7. bendinde ""21. maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığının, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılmasının" emredildiği, ""Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi"" başlıklı Tebligat Yönetmeliği"nin 35. maddesinin (f) bendinde ise ""30. ve 31. maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının" hüküm altına alındığı görülmüştür.Somut olayda; mahkemece, dava dilekçesi, davalıya tebliğe çıkmış, davalı adresinde bulunmadığından muhtara tebliğ edilmiş, tebliğ evrakında belirtilen adresin davalının adres kayıt sistemi (MERNİS) adresi olup olmadığı belirtilmediği gibi yukarıda zikredilen ve tebliğ mazbatasında bulunması gerekli kayıtları da içermediği anlaşılmış, yine 04.10.2010 tarihinde de duruşma gününü bildirir tebligat davalı adına aynı konutta birlikte oturan ..."e tebliğ edilmiş ancak davalı adına tebligatı alan kişinin yakınlık derecesi de tebliğ evrakında gösterilmemişi yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporları da davalıya tebliğ edilmeden hüküm tesis edilmiştir.Yukarıda belirtilen bu durum, 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasa"sının 36. maddesi gereği adil yargılanma hakkının ihlâli ve 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesi gereği de adil yargılanma hakkının doğal uzantısı olan hukuki dinlenilme hakkı kapsamındaki savunma hakkını zedeleyen önemli bir usul hatası olup, taraf teşkili sağlanmadan ve davalıya savunma imkanı verilmeden tesis edilen hükmün anlatılan gerekçelerle bozulması gerekmiştir.
    3- Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle 26.06.2015 tarihli ek kararın kaldırılmasına, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi