Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK.nun 264. maddesi ihtiyati haczi tamamlayan merasimin koşullarını ve ihtiyati haczin düşmemesi için gerekli işlemlerin nelerden ibaret olduğunu düzenlemektedir. Borçlu hakkında genel haciz yoluyla başlatılan icra takibine itiraz edilmesi halinde İİK.nun 264/2. maddesi gereğince bu itiraz alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasına istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. Alacaklının bu müddetleri geçirmesi veya davasından yahut takip talebinden vazgeçmesi veya takip talebinin yasal sürenin geçmesi sebebiyle düşmesi veya dava dosyasının HUMK.nun 409 maddesi gereğince açılmamış sayılması ya da davada haksız çıkması hallerinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır (İİK. m.264/4) Bu konudaki şikayet İİK. nun 16/2. maddesi uyarınca bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olup süreye de tabi değildir. Somut olayda borçluya örnek 7 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine adı geçen vekilinin yasal sürede 22.06.2007 tarihinde icra dairesine itirazını bildirdiği, itiraz dilekçesinin ise 28.06.2007 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır. O halde İcra Mahkemesince itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edildiği 28.06.2007 tarihinden itibaren alacaklının İ.İ.K.’nun 264/2 maddesinde yazılı 7 günlük sürede itirazın kaldırılmasını isteyip istemediği veya mahkemede itirazın iptali davası açıp açmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ve yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.