10. Hukuk Dairesi 2014/13612 E. , 2014/21818 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ankara 3. İş Mahkemesi
Tarihi :19.02.2014
No :2013/928-2014/147
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalılardan M.. B..’na bağlı çeşitli okullarda 01/02/1994-21/12/1998 tarihleri arasında ücretli öğretmen statüsünde ders vermek suretiyle çalıştığını, gerçekleşen bu çalışmanın başlangıç tarihinin 01/02/1994 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı Bakanlığa ait işyerinde, 08/02/1994 tarihinde 1 gün süre ile asgari ücretle çalışmış olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Vekil öğretmenler, kadrolu bir öğretmenin hamilelik ya da askerlik gibi geçici nedenlerle görev yapamadığı sürelerde öğretmen maaşının bir kısmı ödenmek ve Emekli Sandığı ile ilişkilendirilmek suretiyle görevlendirilen geçici statüde öğretmenler iken, ücretli öğretmenler hizmet akdine dayalı olarak genelde ek ders ücreti karşılığında kısmi zamanlı (part-time) olarak çalışan öğretmenlerdir. Her ne kadar dava dilekçesinde davacı ücretli öğretmen statüsünde çalıştığını beyan etmiş ise de; dosya kapsamındaki belgeler ve aşamalardaki değerlendirmelerden anlaşıldığı üzere, davacının 01/02/1994-30/06/1998 tarihleri arasında muhtelif okullarda vekil öğretmen olarak, her 8 saat 1 gün nisabı ile alınmak suretiyle 5434 sayılı Yasanın Ek 25. maddesi kapsamında 9 ay 17 gün olarak 2010 yılında borçlandığı, dosya içeriğine göre, davacının talebinin 506 sayılı Yasanın 108. maddesi kapsamında sigorta başlangıcı davası olmadığı, 5434 sayılı Yasanın tahsis şartlarını düzenleyen geçici 205. maddesinin uygulanması kapsamında emeklilik şartlarının belirlenmesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunun 134 ’ üncü maddesinde, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun’un geçici 4’üncü maddesinde ise; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir... Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.” hükmü öngörülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 101. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında yapılan değerlendirmeye göre; davalı SGK. Başkanlığı (devredilen Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı)’na yönelik açılan ve inceleme konusu olan davada; taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın çözümünde 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığından, HMK"nın 1. Maddesinde belirtilen "Mahkemelerin görevi ve yargı yolu "yasa" ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır." hükmü gereğince ve sözü edilen 101. madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli olmayıp; idari yargının görevli olduğunun belirgin bulunmasına göre, "yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava dilekçesinin reddine," karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı SGK vekilinin ve davalı M.. B.. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi