11. Ceza Dairesi 2017/17304 E. , 2019/3210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazının incelenmesinde;
... Kriminal Polis Laboratuvar Müdürlüğü"nün 18.12.2013 tarihli uzmanlık raporunda; Tetkike konu Motorlu Araç Trafik Belgesi ile labaratuvar arşivinde mevcut orjinal Motorlu Araç Trafik Belgesi örnekleri arasında yapılan karşılaştırmada trafik belgesinin arka yüzünde 3.aracın muayenesi bölümünde yapışık vaziyette bulunan ... araç muayen hologramının orjinal olmayıp sahte olarak oluşturulduğu ve aldatma kabiliyetini haiz olduğunun belirtildiği, dosya içerisinde okunaklı fotokopisi bulunan trafik belgesinin incelenmesinde ise yapılan sahteciliğin farkedilemediği hologramın yerine yapıştırılmış olup, aldatıcılık niteliğini haiz olduğu gözlemlenmekle tebliğnamede bu husustaki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamada, toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince de;
a-Sanık hakkında UYAP sistemi üzerinden yapılan araştırmada, benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş kesinleşen kamu davaları bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu‘nun 22/04/2014 tarihli 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nin “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu da gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, suç tarihi 21.09.2011 iddianame tarihi 18.07.2013 olan Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/870 Esas sayılı dava dosyasının olduğu, dosyamızın 25.09.2010 tarihinde gerçekleşen eylemle ilgili hukuki kesinti oluşmadığından, UYAP üzerinden sanığın kesinleşmiş mahkûmiyet hükümlerine konu benzer nitelikteki tüm diğer davaları da tespit edilip, her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu, iddianameden sonraki eylemlerin ise ayrı suçları oluşturacağı, resmi belgede sahtecilik suçundan sanık hakkında kesinleşen hükümler bulunduğu göz önünde tutularak, sonradan sübutu kabul edilen eylemler nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümler de uygulanarak tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezaların mahsup edilmesi gerekeceği dikkate alınarak, kesinleşen ve yargılaması devam eden ilgili dava dosyalarının incelenip, yargılaması devam eden dava dosyasının mümkünse bu dava ile birleştirilmesi, diğer davalar yönünden de, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine konulmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.