2. Ceza Dairesi 2018/7313 E. , 2019/2274 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/01/2018 tarihli ve 2016/28189 soruşturma, 2018/7083 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/03/2018 tarihli ve 2018/1187 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 03/12/2018 gün ve 94660652-105-34-14984-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2018 gün ve 2018/99143 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Somut olayda müşteki... isimli kişiye taşınmazını kiralayan şüphelinin, müştekinin yurt dışında olmasını fırsat bilerek müştekinin bilgi ve rızası dışında kira konusu taşınmaza çilingir marifetiyle girmesi ve taşınmaz içindeki eşyaları hırsızlaması iddiasına ilişkin olarak yapılan soruşturma kapsamında şüphelinin alınan ifadesinde özetle, atılı suçlamayı kabul etmediğini, kiracısı olan müştekinin kira dönemi sona ermeden evi boşalttığını kapıcıdan öğrendiğini, sonrasında ise müşteki ile kira ilişkisine aracılılık eden emlakçı...Hanım"ın kendisini arayarak, müştekinin evden ayrıldığını ancak kendisinin yeni sözleşme ile taşınmazı kullanabileceğini söylediğini, ilgili taşınmazı...isimli şahsın otel gibi kullandığını komşulardan öğrendiğini ve kendisine evi boşaltmasını söylediğini, taşınmazı...Hanım"ın kullandığını müştekiye söylemek için telefonla kendisini aramasına rağmen müştekiye ulaşamadığını ancak mail atarak müştekiye haber verdiğini beyan etmesi karşısında, şüphelinin ifadesinde adı geçen ve ilgili taşınmazı müşteki ile akdedilen kira sözleşmesi sona ermeden kullandığı iddia edilen...isimli kişinin tespit edilerek beyanının alınması, söz konusu taşınmazın tahliye edildiği iddia edilen 2015 yılı Ağustos Ayının son haftasında müştekinin yurt dışında olup olmadığının tespitine yönelik olarak yurda giriş ve çıkış kayıtlarının ilgili kamu kurumundan temin edilmesi, şüphelinin müştekiye gönderdiğini iddia ettiği mail çıktısının kendisinden temin edilmesi, anılan taşınmaza çilingir marifetiyle girildiğinin iddia edilmesi karşısında ilgili çilingirin tespiti ile tanık olarak dinlenmesi, tahliye anına ilişkin varsa kamera kayıtlarının temini ile çözüm tutanağı hazırlanması, olayla ilgili bilgisi olabilecek komşuların tespiti ile tanık olarak ifadelerine başvurulması ve başkaca tespit edilebilecek delillerin temin edilmesinden sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmakla; anılan karara karşı yapılan itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Kanun"un 160. maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı Kanun"un 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise Kanun"un 172. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. Buna karşın Cumhuriyet savcısının kararına itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince Cumhuriyet savcısı tarafından gerekli delillerin toplanmadığı veya araştırmanın olayın özelliğine göre yetersiz ve yüzeysel kaldığının açıkça anlaşıldığı durumlarda, soruşturmanın eksik yapıldığından bahisle, genişletilmesine gerek görürse bu hususu açıkça belirtmek suretiyle CMK’nın 173/3. maddesi uyarınca soruşturmanın genişletilmesi kararı vererek, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir, Cumhuriyet başsavcılığı belirtilen eksikleri tamamlayıp delilleri topladıktan sonra itirazı incelemek üzere dosyayı yeniden Sulh Ceza Hakimliğine gönderecektir. Sulh Ceza Hakimi bu kez dosyayı inceleyip itirazı kabul veya reddedecektir. İnceleme konusu dosyada, müşteki Anil Alboghobeish isimli kişiye taşınmazını kiralayan şüpheli ...’nin, müştekinin yurt dışında olmasını fırsat bilerek müştekinin bilgi ve rızası dışında kira konusu taşınmaza çilingir marifetiyle girerek taşınmaz içindeki eşyaları çaldığı iddiasına ilişkin olarak yapılan soruşturma kapsamında şüphelinin alınan ifadesinde özetle; atılı suçlamayı kabul etmediğini, kiracısı olan müştekinin kira dönemi sona ermeden evi boşalttığını ve bu durumu kapıcı...’ten öğrendiğini, sonrasında ise müşteki ile kira ilişkisine aracılılık eden emlakçı...Hanım"ın kendisini arayarak, müştekinin evden ayrıldığını ancak kendisinin yeni sözleşme ile taşınmazı kullanmak istediğini söylediğini, bahse konu dairesini...isimli şahsın otel gibi kullandığını komşulardan öğrendiğini ve kendisine evi boşaltmasını söylediğini, taşınmazı...Hanım"ın kullandığını müştekiye bildirmek için telefonla kendisini aramasına rağmen müştekiye ulaşamadığını ancak mail atarak müştekiye haber verdiğini ve en son 2015 yılı Temmuz ayı sonunda bahse konu daireye gittiğinde evin boşaltılmış olduğunu beyan etmesi ve...’in ise 23.02.2017 tarihli tanık beyanında şüpheliye müştekinin evden eşyalarını alıp ayrıldığını söylemediğini, evde olmadığını söylediğini ve ardından kendisi yıllık izindeyken yerine geçici olarak bakan...’ın apartmanda kapıcılık yaptığı dönemde bahse konu dairenin eşyasının taşındığını öğrendiğini belirtmesi ve tanık...’ın da eşya taşınırken şüpheli ...’yi orada görmediğini ancak kamyon ile eşya taşımaya gelenlerin kim olduğunu ve eşyanın nereye taşındığını bilmediğini beyan etmesi karşısında, şüphelinin ifadesinde adı geçen ve ilgili taşınmazı müşteki ile akdedilen kira sözleşmesi devam ederken kullandığı iddia edilen...isimli kişinin açık kimlik ve adresi tespit edilerek beyanının alınması, söz konusu taşınmazın tahliye edildiği iddia edilen 2015 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında müştekinin yurt dışında olup olmadığının tespitine yönelik olarak yurda giriş ve çıkış kayıtlarının ilgili kurumdan temin edilmesi, şüphelinin müştekiye gönderdiğini iddia ettiği mail çıktısının varsa kendisinden temini, anılan taşınmaza çilingir marifetiyle girildiğinin iddia edilmesi karşısında şüpheliden 2015 yılı Temmuz ayı sonunda daireye girip girmediği ve girmiş ise ne şekilde girdiği sorularak bahse konu daireye çilingir marifetiyle girildiğinin belirlenmesi durumunda bu çilingirin tespiti ile tanık olarak dinlenmesi, tahliye anına ilişkin varsa kamera kayıtlarının temini ile çözüm tutanağı hazırlanması ve olayla ilgili bilgisi olabilecek komşuların tespiti ile tanık olarak ifadelerine başvurulması ve başkaca tespit edilebilecek delillerin toplanmasından sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken sadece şüpheli ile tanıklar ...ve...’ın ifadelerinin alınması ile yetinildikten sonra yapılan değerlendirmeyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinin anlaşılması karşısında; kanunun öngördüğü şekilde soruşturma yapılmasının sağlanması için itiraz merciince itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (İSTANBUL) 11. Sulh Ceza Hakimliğince kesin olarak verilen 02.03.2018 tarihli ve 2018/1187 D. İş sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.