![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/2261
Karar No: 2022/2046
Karar Tarihi: 11.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2261 Esas 2022/2046 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2261 E. , 2022/2046 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DRC. MHK. : Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili; müvekkilleri ile ihyası talep edilen kooperatif arasında akdedilen 15/11/1998 tarihli avukatlık hizmet sözleşmesi gereğince; müvekkillerine aylık 1.000 USD ücret ödenmesinin kararlaştırıldığını, 20 yıl boyunca ilk bir kaç aylık danışmanlık ücreti dışında hiçbir ücret ödenmediğini, kooperatifin yasal olarak da tasfiye sürecine girmesi üzerine, müvekkilleri tarafından adına tahakkuk eden ücret ödenmediği takdirde yasal yollara başvurulacağını ve bu suretle alacağını tahsil cihetine gidileceğini kooperatif yöneticilerine defalarca ihtar edilmesine rağmen tasfiye memurları tarafından müvekkillerinin alacağı ödenmeksizin kooperatifin tasfiye edildiğini ve sicilden terkin edildiğini, gerek tasfiye kararının alındığı tarihte ve gerekse sicilden terkin edilen tarihte müvekkillerinin kooperatiften alacaklı olduğunu, müvekkillerinin alacağına kavuşması adına gerek arabuluculuk müessesine başvurmak ve gerek icap eden davaların ikame edilebilmesi adına kooperatifin yeniden ihyasının gerekli olduğunu ileri sürerek kooperatifin yeniden ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tasfiye memurları vekili; davacıların, davalı kooperatiften herhangi bir hak ve alacaklarının bulunmadığını, talebin zaman aşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsiline yönelik dava açması ve işlemlerinin yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar vekilinin istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince; hiçbir neden ve açıklama gösterilmeden, bir kanıt sunulmadan, soyut nedenlere dayalı ya da terkinden uzunca bir süre geçtikten sonra, kötüniyetle, salt kooperatifi zarara uğratmak amacıyla ihya isteminde bulunulması halinde hukuki yararın bulunmadığının kabulü gerektiği, avukat olan davacıların, kooperatiften Avukatlık Hizmet Sözleşmesinden kaynaklı alacakları olduğunu belirterek arabuluculuk yoluna gidilmesi ve açacakları dava için ihya isteminde bulunmuşlarsa da, davacıların alacak iddiasının niteliği itibari ile ticari dava niteliğinde bulunmadığı, zorunlu arabuluculuğun uyuşmazlıkta söz konusu olmadığı, alacak iddiası ile ilgili bir dava açılmadığı gibi alacağın dayanağı olarak gösterilen 15/11/1998 tarihli Avukatlık Hizmet Sözleşmesinden, davalı kooperatifin sicilden terkin edildiği 20/12/2017 tarihi arasında geçen süre göz önüne alındığında davacılar tarafından alacağa ilişkin hiçbir somut delil de sunulmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak esas hakkında verilen kararla davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ihyası istemine ilişkindir.
Tüzel kişiliğin ihyası kararıyla; tasfiye işlemleri sonucu ticaret sicilinden terkin ile tüzel kişiliğini kaybetmiş kooperatifin tekrar tüzel kişilik kazanması sağlanarak şeklen tamamlanmış tasfiye işlemleri sonucu oluşan hak kayıplarının önüne geçilmektedir. Diğer yandan ihya müessesesinin davacı tarafından açılabilecek davanın belirsiz bir sürece bağlanması ile ilelebet tasfiyenin neticelenmemesi sonucunu doğuracağından kötüniyetin de önüne geçilmesi gereklidir. Hukuki yarar dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir.
Zamanaşımı def’i ve alacağa ilişkin arabulucuk müessesine başvurulup başvurulmayacağı hususları esasa ilişkin olup, eda davası açıldığı sırada göz önünde bulundurulması gerekir.
Davacı yanca, dava dilekçesinde davacının avukatlık danışmanlık ücretlerinin ödenmediği bildirilmiş olması, bu hususta 15/11/2018 tarihli avukatlık hizmet sözleşmesinin sunulması ve dosyadaki diğer deliller dikkate alındığında ihya davasında aranması gereken yaklaşık ispatın varlığı dikkate alınarak hukuki yararın bulunduğunun kabul edilmesi gerekirken davanın kabulü yerine yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.