Esas No: 2019/20002
Karar No: 2021/12422
Karar Tarihi: 15.11.2021
Danıştay 6. Daire 2019/20002 Esas 2021/12422 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/20002
Karar No : 2021/12422
TEMYİZ EDENLER :I- (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. … II- (DAVALILAR)1- … Belediye Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. … 2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. … 3- (Hasım mevkiinden çıkarılan) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : I- (DAVALILAR)1- … Belediye Başkanlığı-…
2- … Bakanlığı
3-(Hasım mevkiinden çıkarılan) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı- …
II-(DAVACI) …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı tazminat isteminin kabulüne ilişkin kararının davacı tarafından faiz ve vekalet ücreti yönünden, davalı idareler tarafından işin esası yönünden, hasım mevkiinden çıkarılan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Bursa ili, Nilüfer ilçesi, … Mahallesi, … ada, … , … ve … parsel sayılı taşınmazlardan, … ve … parsel sayılı taşınmazların tamamının 1/1000 ölçekli uygulama imar planıyla "ilköğretim tesis alanı" olarak, … parsel sayılı taşınmazın ise, 1.236,97 m²'lik kısmının "ilköğretim tesis alanı" olarak 1.123,97 m²'lik kısmının da "çocuk bahçesi" olarak ayrılmasına rağmen kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 328.497,97-TL (ıslah edilmiş haliyle) tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararında; Danıştay Altıncı Dairesinin 30/10/2018 tarihli, E:2018/2620, K:2018/8531 sayılı kararına uyularak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesi ile Kamulaştırma Davalarında Bilirkişi Olarak Görev Yapacakların Nitelikleri ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 17. maddesi hükmüne uygun biçimde belirlenen bilirkişilerle yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden;"çocuk parkı" açısından ilçe belediyesinin sorumlu olduğu, "ilköğretim tesis alanı" açısından ise kamulaştırmayı yapacak olan kurumun Milli Eğitim Bakanlığı olduğu, kamulaştırma yapılmaksızın hukuken el atma nedeniyle oluşan 45.311,54-TL zararın Nilüfer Belediye Başkanlığı'nca, 283.186,43-TL zararın ise Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 10.000,00-TL'nin … Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açma tarihi olan (05/08/2011) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 318.497,97-TL'nin ise ıslah tarihinden (07/10/2015) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı idarelerce davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
Davacı vekili tarafından, İdare Mahkemesi kararının vekalet ücreti ve faiz yönünden usul ve yasaya aykırı olduğu anılan kısımlar yönünden bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı Milli Eğitim Bakanlığı vekili tarafından, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı Nilüfer Belediye Başkanlığı tarafından, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Hasım mevkiinden çıkarılan Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan yargılama giderlerinin iadesine hükmedilmediği bu nedenle kararın bu kısım yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Davacı vekili tarafından, davalı idareler tarafından ileri sürülen bozma nedenlerinden hiç birinin yerinde olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :Davacının hissedarı olduğu Bursa ili, Nilüfer ilçesi, … Mahallesi, … ada, … , … ve … parsel sayılı taşınmazlarından, … ve … parsel sayılı taşınmazların tamamının 1/1000 ölçekli uygulama imar planıyla "ilköğretim tesis alanı" olarak, … parsel sayılı taşınmazın ise, 1.236,97 m²'lik kısmının "ilköğretim tesis alanı" olarak 1.123,97 m²'lik kısmının da "çocuk bahçesi" olarak planlandığı ve 5 yıldan fazla süre geçmesine rağmen kamulaştırılmadığı, dolayısıyla taşınmazlarına kamulaştırmasız, hukuken el konulduğu iddia edilerek zarara uğradığından bahisle önce … Asliye Hukuk Mahkemesinde 5.08.2011 tarihinde açılan davada … 2014 tarihli E: … K:… sayılı davanın görev yönünden reddine karar verilmesi ve anılan kararın 2.06.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine 16.06.2014 tarihinde 328.497,97-TL (ıslah edilmiş haliyle) tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Görevli olmayan yerlere başvurma" başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında; "Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir." hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle,
ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
" düzenlemesi yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinde; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, dava ilk olarak adli yargıda 5.08.2011 tarihinde açılmış, anılan davada görev ret kararının 2.06.2014 tarihinde kesinleşmesinden itibaren otuz günlük süre içerisinde 16.06.2014 tarihinde idari yargıda dava yenilenmiş olduğundan yani anılan davanın devamı niteliğinde bir dava olduğundan, adli yargıdaki dava açma tarihindeki taşınmaz değerinin hesaplanması suretiyle bedele hükmedilmesi gerekmekte iken idari yargıdaki yenilenme tarihi esas alınarak belirlenen bedele hükmedilmiş, ancak asliye hukuk mahkemesi dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.
Ayrıca uygulama imar planında uyuşmazlık konusu taşınmazların ayrıldıkları kamu alanına göre sorumlu olan idarelerin ödemesi gereken tazminat miktarının kararın hüküm kısmında ayrı ayrı belirtilmediği görülmüştür.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu bir bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak taşınmazların adli yargıda açılan dava tarihindeki (5.08.2011) cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi ittifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek ve taşınmazların kamulaştırılmasından sorumlu idarelerin ödeyecekleri tazminat tutarı hüküm kısmında ayrı ayrı belirtilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, mahkeme kararında hükmedildiği gibi hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerekmektedir.
Davacılar vekilinin vekalet ücreti ve faiz yönünden temyiz talebine gelince; bozma kararı üzerine verilecek kararın sonucuna göre vekalet ücreti ve faiz hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Dava dışı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın temyiz istemi bakımından;
Kanun yoluna başvurmada hukuki yarar bulunması, başka bir deyişle, kanun yoluna başvuranın aleyhine kanun yoluna başvurduğu kararın bozulması veya değiştirilmesinde korunmaya değer hukuki menfatinin bulunması şarttır.
Bu durumda; Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, temyize konu karar ile hasım mevkiinden çıkarıldığından ve Mahkeme kararının bozulmasında hukuki menfaati bulunmadığından, temyiz isteminin incelenmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının ve davalının temyiz istemlerinin kabulüne,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı tazminat isteminin kabulüne ilişkin kararının oy çokluğuyla BOZULMASINA, dava dışı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden ise oy birliğiyle temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 15/11/2021 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY (X) :Anayasanın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü, 46. maddesinde "Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir yer almaktadır." hükmü yer almaktadır.
Anayasanın 46. maddesine göre kamulaştırmanın anayasal ögelerinden biri taşınmazın gerçek karşılığının ödenmesi olup, davanın adli yargıda açıldığı 2011 tarihi ile idari yargıda yenilemenin yapıldığı 2014 tarihi arasında geçen sürede taşınmazın niteliklerinde değişme olabileceğinden taşınmazın gerçek karşılığının tespiti için en uygun olan dava tarihi idari yargıda dosyanın yenilendiği 16.06.2014 tarihi olup anılan tarihe göre değer tespitinin yapılmasında hukuka aykırılık görülmediği öte yandan mahkemece her ne kadar 2014 yılı esas alınarak belirlenen bedele 2011 tarihinden faiz işletilmiş ise de bu kısım mahkeme hükmünde esaslı değişiklik gerektirmediği için ".. idari yargıda yenileme tarihi olan 16.06. 2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi " şeklinde mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerektiği oyu ile Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.