Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/21155
Karar No: 2018/4760
Karar Tarihi: 19.04.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/21155 Esas 2018/4760 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/21155 E.  ,  2018/4760 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı ... Sağ. Hiz. Tic. A.Ş.vekili avukat ... ile davalı ... Başkanlığı vekili avukat ... "ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalı tarafından 09.07.2015 tarihinde tebliğ edilen yazı ile; 01/01/2009- 30/04/2013 dönemi itibariyle yapılan ameliyatın farklı bir işlem olmasına rağmen, ... SUT kodu ile davalı kuruma yersiz fatura edildiği gerekçesi ile başmüfettiş tarafından tespit edilen 1.659.458,88 TL tutarın yasal faiziyle birlikte tahakkuk etmiş ilk alacaklarından mahsup edileceğinin bildirildiğini, dava konusunun “Perforatörlerin Ligasyonu, Subfascial” olarak isimlendirilmiş ve varis ameliyatı ücretlendirilmesinde kullanılan ... kodu ile ilgili olduğunu, 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile varis ameliyatları için yeni bir SUT kodu öngörüldüğünü, ancak öncesinde ilgili işlem için başkaca bir kod kullanılmadığını, dolayısıyla işlemlerin varis ameliyatı için belirlenmiş tek kod üzerinden fatura edildiğini ve yıllarca bu faturaların davalı Kurum tarafından incelenerek ve mutabakata varılarak ödendiklerini, yapılan değişiklik ile yeni bir kod getirildiğini ve bunun üzerinden faturalandırılmakta olduğunu, fatura ödemelerinin üzerinden yaklaşık 6 yıl geçtikten sonra yersiz fatura gerekçesi ile mahsup yapılmak istenilmesinin hukuk normlarının öngörülebilir olmasına, devlete güven duyulmasına, hukuk güvenliği ilkesine aykırı olduğunu, böyle yüksek bir meblağın şirketin iktisadi planlamasını ciddi anlamda olumsuz etkileyebileceğini ileri sürerek, 01/01/2009-30/04/2013 döneminde doğmuş ve ödenmiş alacaklarından 1.659.458,88 TL"lik tutarın hesaplanacak faizi ile birlikte davalı kuruma tahakkuk etmiş ilk güncel alacaklarından kesileceği yönündeki mahsup işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, gerek müfettiş soruşturma raporu gerekse dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere davacının yapılan operasyonları deri grefti ile radikal linton tipi olmadığı halde kuruma ... SUT kodu ile faturalandırdığını, böylece, davacının Kurumca karşılanmayan bir tedaviyi farklı bir kod üzerinden fatura etmek sureti ile kurumu zarara uğrattığını, dolayısıyla yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, eldeki dava ile davalı Kurum tarafından 01.01.2009-30.04.2013 dönemi itibari ile yapılan ameliyatın farklı bir işlem olmasına rağmen, .... SUT kodu (Linton Tipi Deri Grefti ile Perforatör Venlerin Ligasyonu, Subfasiyal) ile Kuruma yersiz fatura edildiği tespit edilen 1.659.458,88 TL"nin yasal faizi ile Kuruma tahakkuk etmiş alacaklarından tahsil edileceğine ilişkin işlemin iptalini istemiştir. Davalı, davacının da kabulünde olduğu üzere yapmış oldukları ameliyatın farklı olmasına ve bu ameliyatların SUT"da yer almamasına rağmen farklı kod kullanılarak fatura edilmesi sureti ile kurumun zarara uğratıldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; birbirinden tıbbi değerlendirme açısından oldukça farklı iki tedaviden açık perforan ... ligasyonu adındaki cerrahi işlemin, SUT literatüründe baştan beri yer aldığını, daha karmaşık bir ameliyat olduğunu, subfasyal endoskopik perforatör ven cerrahisinin ise daha basit bir ameliyat olmasının yanı sıra SUT"da 24.03.2013 tarihinde yapılan ve 30.04.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe giren tebliğde yer aldığı, her iki tedavi bedeli arasında ciddi ölçüde farklılık bulunduğu belirtilmiştir. Aynı rapor ile takdiri mahkemeye ait olmak üzere iki seçenek bulunduğu, bunlardan ilkinin cezai işleme tabi olan bütün tedavilerin, 30.04.2013 tarihinden önceki SUT"da bulunmaması nedeni ile SUT"da yer almayan bir tedavinin Kuruma fatura edildiği kabul edilerek, davalı Kurum işleminin yerinde olduğu sonucuna varılabileceği, diğer seçenek olarak da SUT hükümlerinin özel durumları nedeni ile uyuşmazlığa 2015 yılı SUT hükümlerinin uygulanması olarak belirtilmiştir. Mahkemece, söz konusu bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının SUT"da yer almayan bir tedaviyi kuruma fatura ettiği, 2015 yılı SUT hükümlerinin yürürlüğe giriş tarihi itibariyle kesinti işlemine esas 2009-2012 yılları arasındaki tedavilere uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; iki bilirkişiden oluşan söz konusu heyet raporu gerek heyetin oluşumu gerekse taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için uygulanması gerekli mevzuat hükümlerinin (genelgeler, SUT vb) irdelenmemesi bakımından hükme esas alınamayacağı gibi uyuşmazlık konusu tedavinin SUT"da düzenlenmediği 30.04.2013 tarihinden önceki tarihlerde söz konusu tedavinin faturalandırılmasında davalı Kurumun Türkiye genelinde ne şekilde bir uygulama yaptığı konusunda da bir açıklama getirmemiş olup, bu hali ile ihtilafın çözümünde aydınlatıcı değildir. O halde, mahkemece, dava konusu tedavinin SUT"da düzenlendiği 30.04.2013 tarihinden önceki tarihlerde davalı Kurum tarafından hangi esaslara göre ödendiği, ülke genelinde yerleşik bir uygulamaya gidilip gidilmediği, SUT"da yer almayan bir tedavinin Kuruma fatura edilmesi halinde ödemenin ne şekilde yapıldığı hususlarını da kapsar şekilde, konuya ilişkin mevzuat hükümleri de irdelenerek (genelge, SUT vb) tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ve itirazlarını da karşılar şekilde en az üç kişiden oluşan bir bilirkişi heyetinden taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak sureti ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi