11. Ceza Dairesi 2016/12331 E. , 2019/3199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte belge düzenlemek
HÜKÜM : Mahkumiyet
“2009 ve 2010 yıllarında sahte belge düzenleme” suçundan açılan davada; sanığın, “...Pos tefeciliği yapmadım, sahte evrak düzenlemedim, kestiğimiz bütün faturaların vergisini ödedim...2009 yılında Sarrafiye dükkanı açtım, has altın ticaretine başladım...altın depom yoktu, gelen altını alıp satıyordum. Yaptığım ticaretin büyük bir kar marjı yoktu.Yüzde 0,5 kar marjım vardı. 50 bin veya 100 bin TL. lik has altın alıp bunu satarak sirkülasyonu sağlıyordum. Zaten masrafları kurtarmadığı için de bu işi bıraktım" diyerek suçlamayı kabul etmemesi; ancak vergi incelemesi sonucunda, değerli metallerden takı imalatı işi ile iştigal etmek üzere 03.06.2009 tarihinde mükellefiyet tesis ettiren sanığın, bu faaliyetini 31.03.2010 tarihinde sonlandırdığı, yapılan inceleme neticesinde, aynı günde aynı kişiden hem has altın alımı, hem de has altın satımı yapmış gibi işlem yaparak, çoğunluğu aynı isimlere aynı gün gider pusulası ve fatura düzenlendiği, sanığın asıl faaliyetinin kredi kartı borcu olanların taksit atlatmak olarak tabir ettikleri işlemi gerçekleştirerek komisyon geliri elde etmek olduğu ve bu faaliyetini gizlemek için de gerçek alım satıma dayanmadığı halde bahsi edilen belgeleri düzenlediği, sanığın bu şekilde 2009 yılında faaliyette bulunduğu son 6 ayda toplam 8.276.569,98 TL; 2010 yılında ise ilk üç ayda 2.720.959,60 TL hasılat elde ettiği tespitlerine yer verilmesi ve emanette bulunan faturalar ve gider makbuzlarının duruşmada incelenmemiş olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından,
1- Emanetin 2013/492 sırasında kayıtlı bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan fatura ve gider pusulalarının duruşmada incelenerek denetim için dosya içinde bulundurulması,
2- Sanığın, kredi kartlarını kullandığı kişilerin gerekirse sliplerden kredi kartları sahiplerinin belirlenmesi yönünde bankaya müzekkere yazılarak tespiti ile kanaat oluşturacak sayıda kişinin tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sanıktan gerçekten faturalardaki yazılı has altını alıp almadıklarının sorulması,
3- Faturaların, gerçek altın satımına, gider pusularının da gerçek altın alımına ilişkin olup olmadığının belirlenmesi yönünden, sanığın satışını yaptığını söylediği altınlarla ilgili kayıtları getirtilerek yeterli altın girişi olup olmadığı, alım ve satım miktarlarının uygunluğu yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hükümler kurulması,
4- Kabule göre de,
a) Aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlendiğinin iddia ve kabul olunmasına rağmen dava konusu her yıl için ayrı olmak üzere sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, kazanılmış hakkın gözetilmesine, 27.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.