20. Hukuk Dairesi 2019/3443 E. , 2019/5570 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde; ortak gider alacaklarının tahsili için davalı aleyhine ...... 6. İcra Müdürlüğünün 2014/14480 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı sonucu takibin durduğu, itirazın iptali, takibin devamı, davalı aleyhine % 40"dan aşağı olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatı istenilmiştir.
Mahkemece; dosyada mevcut sözleşme örneğine göre davaya konu taşınmazın maliki olan davalının KMK"nın 20. maddesi gereğince ana taşınmazın tüm giderlerine katılmakla yükümlü olup bu borcundan kaçınması mümkün değildir, dolayısıyla hükme esas alınabilecek nitelik ve objektiflikte bulunan bilirkişi raporuna göre taleple bağlılık kuralı da dikkate alınarak ve davalı kat maliki olup ortak giderleri bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne; davalının ...... 6. İcra Müdürlüğünün 2014/14480 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağın % 20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ortak gider alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden görülmesi gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgelerle yönetim planının incelenmesinden; davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Ayrıca, Dairemizin 04.02.2019 tarihli iade kararındaki “davacı Kayseri ..... Yönetiminin hangi parsel ya da parsellerin yönetimini üstlendiği hakkında taraf bilgisine başvurularak gerekli açıklamaların yaptırılması" kısmına ilişkin olarak da davacı vekilinin dilekçesindeki ....i Konutları Site Yönetiminin birden fazla parselin yönetimini üstlendiği belirtilmişse de iade kararımızdaki davacı.... 7. Etap Site Yönetiminin hangi parsellerin yönetimini üstlendiği tam olarak açıklığa kavuşturulmamış olup mahkemece bu konu tereddüt yaratmayacak şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Bu nedenle, öncelikle ilgili tapu müdürlüğünden tüm tapu kayıtları istenilerek 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanabilmesi için dava konusu taşınmazın tek parsel üzerinde kurulmuş bulunması ve üzerinde kat mülkiyeti tesis edilmiş olması, tek parsel üzerinde kurulmuş olmakla birlikte, henüz kat mülkiyeti tesis edilmemiş bulunan ve ancak; kat irtifakı tesis edilmiş bulunan anataşınmazlarda inşaatın fiilen tamamlanmış olması ve en az 2/3"ünün fiilen kullanılmaya başlanmış olması gerekir. Bu durumda, iki şartın aynı anda oluşması gerekir. Yani, kat irtifaklı anataşınmazın inşaatının tamamen bitirilmiş olması ve aynı zamanda en az 2/3"ünde fiilen iskan edilmiş olması gerekir.
Birden fazla parsel üzerinde kurulmuş bulunan sitelerde ise Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66 ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca, tapu da ilgili bağlantının sağlanıp sağlanmadığının araştırılması, Kat Mülkiyeti Kanunu bakımından sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediğinin anlaşılması halinde; uyuşmazlıkta kat mülkiyeti hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekeceğinden görev hususunda bir karar verilmesi gerekmektedir.
5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66 ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca, birden fazla parsel üzerinde kurulu olan sitede toplu yapı yönetimine geçildiği tespit edilirse kat mülkiyeti hükümlerinin, geçilmediği anlaşılır ise de uyuşmazlıkta kat mülkiyeti hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması buna bağlı olarak görev hususunun da genel hükümler uyarınca belirlenmesi gerekeceğine dikkat edilmelidir.
Hukukî uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görüleceğinden, öncelikle görev hususunun değerlendirilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/10/2019 günü oy birliği ile karar verildi.