Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2017/3835
Karar No: 2021/12427
Karar Tarihi: 15.11.2021

Danıştay 6. Daire 2017/3835 Esas 2021/12427 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/3835
Karar No : 2021/12427

KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
BULUNANLAR :I-(DAVACI) ...
VEKİLİ : Av. ...
II-(DAVALILAR)1- ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2-... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF : I-(DAVALILAR)1- ... Bakanlığı
2-... Belediye Başkanlığı
3- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
II-( DAVACI) ...

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince verilen ... tarihli, E:..., K:.. sayılı davanın reddi yolundaki kararın onanmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 20/12/2016 tarih ve E:2016/8709, K:2016/9078 sayılı kararının ; davacı tarafından işin esası yönünden, davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından vekalet ücreti yönünden, davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı husumet yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Yuva Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın imar planında ''kreş ve anaokulu'' alanı olarak belirlendiği ancak uzun yıllar kamulaştırılmadığından uğranıldığı ileri sürülen 45.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarihli, E:..., K:... sayılı kararında; davacının mülkiyet hakkını kullanamamaktan yakınarak, tazminat talebinde bulunduğu, 30.04.2013 tarihli satış işlemi sonucu mülkiyet sahibi olan davacı açısından kısıtlılık halinden kaynaklanan ve tazminatı gerektirir mağduriyetinin ve mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlanması durumunun gerçekleşmediğinden, davacının tazminat talebinin yerinde olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Altıncı Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, temyiz aşamasında ileri sürdüğü iddiaların değerlendirilmediği, mülkiyet hakkının ihlal edilmesi nedeniyle tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
Davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından: Kreş alanından Bakanlığın sorumlu olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerektiğini bu kısımlar yönünden İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
Yenimahalle Belediye Başkanlığı tarafından, Kreş alanından belediyenin sorumlu olmadığını, bu kısım yönünden İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Davalı Yeni Mahalle Belediye Başkanlığı tarafından, Davcı tararafından ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle davacının karar düzeltme istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı ... Bakanlığı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davalı idarelerden Yenimahalle Belediye Başkanlığının karar düzeltme istemi ile ilgili olarak;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı temyiz yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmış; 48/3. maddesinde "Temyiz dilekçeleri, ilgilisine göre kararı veren mahkemeye, Danıştaya veya 4. maddede belirtilen mercilere verilir ve kararı veren mahkeme veya Danıştayca karşı tarafa tebliğ edilir. Karşı taraf tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde cevap verebilir. Cevap veren, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabilir. Bu takdirde bu dilekçeler temyiz dilekçesi yerine geçer." hükmü yer alırken; 54. maddesinde ise Danıştay Dava Daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde taraflarca kararın düzeltilmesinin istenebileceği öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesinin 20/12/2016 tarih ve E:2016/8709, K:2016/9078 sayılı kararının davalı idarelerden Yenimahalle Belediye Başkanlığına 23/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, anılan davalı idare vekili tarafından harç ve yargılama giderlerinin karşılanması suretiyle Kanunda öngörülen sürede kararın düzeltilmesinin istenilmediği, ancak 10/04/2017 tarihinde davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekiline tebliğinden sonra, 14/04/2017 tarihinde davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekili tarafından davacı vekilinin kararın düzeltilmesi istemli dilekçesine cevaben verdiği dilekçesi ile anılan kararın düzeltilmesinin istenildiği anlaşılmakta olup; 2577 sayılı Kanunun 54. ve 55. maddelerinin cevap verme süresi içerisinde karar düzeltme isteminde bulunabileceğine ilişkin bir hüküm içermemesi nedeniyle, anılan Kanunun temyiz yolunu düzenleyen 48/3. maddesindeki hükmün karar düzeltme aşamasında uygulanamayacağı açık olduğundan karar düzeltme isteminin incelenme olanağı bulunmamaktadır.
Bu durumda; katılma yolu ile karar düzeltme isteminde bulunulması mümkün olmadığından, davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığının karar düzeltme isteminin incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Davacı ve davalı Milli Eğitim Bakanlığının karar düzeltme istemleri ile ilgili olarak;
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin 20/12/2016 tarih ve E:2016/8709, K:2016/9078 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Davacının hissedarı olduğu, Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, ... Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın Etimesgut Belediye Meclisi kararı ile kabul edilip Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında E:0.60 ve Hmax:Serbest yapılaşma koşuluyla ''kreş ve anaokulu'' alanı olarak belirlendiği, davacının uyuşmazlık konusu taşınmazla mülkiyet bağının ise 30.04.2013 tarihli satış işlemi ile kurulduğu, davacı ... tarihli, ... sayılı dilekçe ile; Kamulaştırma Kanunun geçici 6. maddesi kapsamında uzlaşma talebinde bulunulduğu, hissesi oranında taşınmaz bedelinin tespiti ile belirlenen bedelin ödenmesi istemiyle Milli Eğitim Bakanlığına başvurduğu, Milli Eğitim Bakanlığının ... tarihli, ... sayılı cevabında yeterli ödeneğin bulunulmadığından Kamulaştırma Kanununun ilgli hükümlerini işletilemeyeceği, yeterli ödeneğin temin edilmesi durumunda uzlaşma talebinde bulunulacağını belirtildiği, akabinde davacı tarafından taşınmazına kamulaştırmasız el atıldığından bahisle 45.000,00 TL bedelin ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
" düzenlemesi yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa Mahkemesinin 15/11/2018 tarihli, Başvuru Numarası:2016/37323 sayılı kararında; İdare Mahkemesince, başvurucuların uyuşmazlık konusu taşınmazları edindikleri tarih itibarıyla taşınmazlar için kısıtlılık durumunun mevcut olduğu, bu bağlamda mülkiyet hakkının geçmişte belirli bir süre engellenmiş olması durumunun eski malikler açısından gerçekleşmiş olmasına rağmen daha sonraki satış işlemleri sonucu taşınmazları edinen başvurucular açısından kısıtlılık halinden kaynaklanan ve tazminatı gerektirir mağduriyetin gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine bulunulan bireysel başvuru sonucunda, başvuruculara ait taşınmazların uygulama imar planında kamu hizmeti alanına ayrıldığı, başvurucuların bu taşınmazları daha sonraki bir tarihte satış yoluyla edinmiş oldukları, taşınmazların maliki oldukları tarihten itibaren beş yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen taşınmazların halen kamulaştırılmadığı ve kendilerine herhangi bir tazminat da ödenmediği dikkate alındığında başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahale ölçülü olmadığı sonucuna varılarak mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Bu durumda, bakılan uyuşmazlıkta da dava devam ederken edinim tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin dolmuş olması karşısında; öncelikle sorumlu idare/idareler belirlenerek, taşınmazın uygulama imar planındaki güncel fonksiyonuna göre; aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu bir bilirkişi kurulunca, taşınmazın dava tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi ittifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Davalı Milli Eğitim Bakanlığının vekalet ücreti yönünden temyiz talebinin incelenmesine gelince; hukuki el atma nedeniyle açılan tazminat davaları; tazmine konu miktarın Kamulaştırma Kanunu esasları çerçevesinde kamulaştırmaya esas bedel olarak belirlenmesi, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla hukuki el atma nedeniyle mülkiyetteki kısıtlamayı sonlandırmayı hedeflemesiyle tam yargı davalarından farklılaştığından, tam yargı davalarında olduğu gibi nispi harç ve nispi vekalet ücreti uygulanması bu davaların kaynaklandığı niteliğe uygun düşmeyeceği, kabul edilmekle birlikte, mahkeme kararı esas itibariyle bozulmuş olduğundan ve bozma kararı üzerine verilecek kararda bu husus hakkında yeniden değerlendirme yapılacağından bu aşamada ayrıca hüküm kurulmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerden Yenimahalle Belediye Başkanlığının karar düzeltme isteminin incelenmeksizin reddine,
2. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının ve davalı Milli Eğitim Bakanlığının temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin ... İdare Mahkemesince verilen ... tarihli, E:..., K:... sayılı kararının 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 15/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X) : Kullanım şekli ve imkanları belirli ve sınırlı olan "kısıtlı hisseyi" satın almak suretiyle taşınmazda tamamen kendi iradesi ile hissedar duruma gelen davacıya, taşınmazın bu "kısıtlılık niteliği" göz önünde bulundurularak bilirkişi incelemesi sonucu belirlenecek kısıtlı taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte kamulaştırma işlemine esas değer olmak üzere ödenmesi gerektiği, diğer taraftan mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde taşınmazın tasarrufunun hukuken kısıtlanması durumunun gerçekleşebilmesi için aranan 5 yıllık sürenin davacı yönünden davanın açıldığı tarih itibariyle geçmiş olmasının gerektiği, aksi durumun kabulünün haksız kazanca ve hakkın kötüye kullanılmasına yol açabileceği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi