20. Hukuk Dairesi 2017/330 E. , 2019/5569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine ve ... Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 14/06/2011 havale tarihli dava dilekçesinde; ...köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... köyü, Küllüin mevkii 280 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kendisine, 407 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ..."a, 10 sayılı parselin ... adına tespit edildiği belirtilerek 280 ada 7 parsel sayılı taşınmazın batısında kalan yol yeri ve davalılar adına tespiti yapılan 407 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tespitlerin iptali, zemindeki dereye kadar olan kısımların tarla cinsi ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Dava ilk olarak kadastro mahkemesinde açılmış ve 2011/101 Esas sayılı dosyada yapılan yargılamada 407 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tefrik kararı verildiği ve geriye kalan kısım için neticede 2013/4 K. sayılı kararıyla dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verildiği, görevli mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlendiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 05/12/2013 gün ve 2013/14363 E. - 2013/21050 K. sayılı kararıyla onanarak mahkeme kararının 25/03/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Kesinleşerek mahkemeye gönderilen ... Kadastro Mahkemesinin 2011/101 E. sayılı dosyası görevli mahkemenin 2014/132 Esas sayılı sırasına kaydı yapılmıştır.
Görevli mahkemece yapılan yargılama neticesinde; dava edilen yerin kadastro çalışmalarında davacı adına tescil edilen ... köyü (6360 sayılı Kanundan sonra ... mahallesi) 280 ada 7 sayılı parselin sınırında ve doğusunda kalan 1.550,83 m²"lik yüzölçümüne sahip yer olduğu, TMK"nın 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddesindeki şartların tamamının davacı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne; dava konunusu ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan fen bilirkişileri ... tarafından hazırlanan 23.10.2015 tarihli krokili raporda sarı renk ve (A) harfi ile gösterilen 1550.83 m² yüzölçümündeki taşınmazın, aynı yerdeki davacı adına kayıtlı 280 ada 7 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine ve ... Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden 22.03.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması vardır. Ayrıca kısmî olarak yapılan kadastro çalışmaları 13.04.2004 ile 12.05.2004 tarihlerinde ilân edilmiş, 13.05.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Kısmî olarak yapılan ikinci kadastro çalışmaları 01.06.2011 ile 01.07.2011 arasında ilan edilmiş, 02.07.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Dava öncelikle kadastro mahkemesinde açılmış olup bu mahkemece orman, ziraat, jeoloji ve fen bilirkişilerinden raporlar alınmış görevsizlik kararı sonucu yargılama asliye hukuk mahkemesinde devam etmiş olup, görevli mahkemece sadece fen bilirkişi raporu alınarak görevsiz mahkemede alınan raporların hükme dayanak yapılması yeterli görülmemiştir.
Hal böyle olunca, öncelikle mahkemece çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı, kapsamında ise hangi tarihte imar planına alındığı ilgili Belediyeden sorulmalı, taşınmaza
sınır ya da yakın komşu bulunan taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve tapu kayıtları ile varsa dayanak vergi ve tapu kayıtları getirtilmeli, en eski hava fotoğrafları, bu hava fotoğraflarından yararlanılarak üretilen memleket haritaları ile keşifte uygulanan 1989 tarihli memleket haritasının dayanağı hava fotoğrafı, bu tarihten sonra düzenlenen memleket haritaları ile hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve fotogrometri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, dosyadaki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir fen elemanı ve ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi marifetiyle mahallinde yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bilirkişilere hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, raporlarında taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, tasarruf sınırı, taşınmaz üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçları yaşları ve dağılımları ile ilgili açıklama yapmaları istenmelidir.
Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan gerekçelerle davalılardan Hazine ve ... Belediye Başkanlığı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/10/2019 günü oy birliği ile karar verildi.