15. Ceza Dairesi 2018/6395 E. , 2020/2130 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Her bir sanık hakkında ayrı ayrı; TCK"nın 157/1, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda dosyanın uzlaştırma bürosu gönderildiği, ancak; uzlaştırmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Katılanın iş yerine gelen sanık ..."in Avrupa Birliği Kalkınma Fonu’nun imalat iş yeri olanlara 8.000.000 TL kredi verdiğini, bunun için sadece vergi levhası, imza sirküleri, gelir beyannamesi, iş yeri kontratı, iş yerinde çalışanların sigorta primlerini gösteren belgeler ile iş yerinin video görüntülerinin bulunmasının yeterli olduğunu, kendisine ait ford servisinin de bu özelliklere sahip olduğunu bildirerek altı ay içinde kredinin çıkacağını söylediği, sanık ..."e inanan katılanın iş yerinin video görüntülerini alıp cd"ye yükleyerek sanık ..."e verdiği, bir süre sonra kendisini Avrupa Birliği Komisyon üyesi ... olarak tanıtan sanık ..."ın sanık ... ile birlikte katılanın iş yerine geldikleri, kredinin verilmesi için iş yerinde yapılması gereken tadilatlar ile ilgili beyanlarda bulunduğu, sanıkların kredi için gerekli işlemler adı altında katılandan peyderpey 27.500 TL para almalarına rağmen, kredi alınması yönünde herhangi bir faaliyette bulunmadıklarının anlaşıldığı, bu şekilde sanıkların dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda; her ne kadar sanıklar dolandırıcılık suçunu işlemediklerine dair savunmalarda bulunmuşlarsa da; katılanın aşamalardaki istikrarlı beyanları, tanıkların anlatımları, uzlaştırmanın sağlanamadığına dair rapor ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediklerinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanıkların, 5237 sayılı TCK"nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olmaları karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümler fıkrasından 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.