14. Hukuk Dairesi 2017/2528 E. , 2020/8637 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29/05/2012 gününde verilen dilekçede, tapu iptali ve tescil ile tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25/06/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı şirket ile davalı yüklenici şirket arasında yapılan 02.11.2010 tarihli sözleşme ile 74 ada 88 parsel sayılı taşınmazda bulunan villaların ince işlerinin yapımı karşılığında 4 adet villanın davacıya devrinin kararlaştırıldığını, diğer davalının ise arsa sahibi olduğunu, 02.11.2010 tarihli sözleşmenin 25.04.2011 tarihli ek sözleşme ile bazı maddelerinin değiştirildiğini, 500.000,00 TL ödenmesi karşılığında bazı yükümlülüklerin üstlenildiğini, imalâtların başlandığını, ancak her iki davalının da ödemelerini zamanında yapmadığını, davacıya sadece 1 adet villanın mülkiyetinin devredilip bir kısım paralar ödendiğini, 19.09.2011 tarihinde iskan belgesinin alınmasına rağmen kalan villaların devredilmediğini, öte yandan 06.10.2011 tarihinde bu kez ek anlaşma ile her biri 1.200.000,00 TL değerinde olan iki adet villayı 1.000.000,00 TL karşılığında davalı yüklenicinin satın aldığını, davalı yüklenicinin eksik işler bulunduğunu ve ayıplı imalâtlar bulunduğunu bildirdiğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/25 D. İş sayılı dosya ile tespit yaptırdığını ve ... Noterliği"nin 29.03.2012 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespitini, 06.11.2011 tarihli sözleşmenin iptalini, 74 ada 88 parsel sayılı taşınmazda D ve E adlı 2 adet villa ile davalı arsa sahibi adına kayıtlı bulunan villa olmak üzere toplam 3 adet bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmaması halinde 3 adet villanın kaim değerine karşılık şimdilik 50.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini, davalı ...’den de 24.04.2014 tarihli sözleşme kapsamında ve sözleşme dışı işler nedeniyle yapılan imalât karşılığı olarak şimdilik 100.000,00 TL’nin ve haksız fesih nedeniyle uğranılan zararlar nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL’nin yüklenici şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı arsa sahibi ..., davacı ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, davacı ile diğer davalı arasında hukuki ilişki bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı yüklenici şirket vekili, davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacının talepleri farklı olduğundan ayrı ayrı davaların konusu olabileceğini, davacının edimlerini yerine getirmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davacı, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/261 Esas sayılı dosya ile yüklenici ... Paz. Tic. Turizm ve İnş. San. A.Ş. ve arsa sahibi ... aleyhine 29.05.2012 tarihli dilekçesinde tapu iptali ve tescil ile tazminat istemli dava açmış, 21.11.2013 tarihli celsede davalı arsa sahibi aleyhine açılan davanın tefrik edilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece, eldeki davanın davalısı arsa sahibi aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 166. maddesinde aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği ve davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantının var sayılacağı açıklanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; davalı yüklenici aleyhine 2012/261 Esas sayılı dosyada mahkemece verilen ilk kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 17.11.2016 gün ve 2015/6748 Esas ve 2016/5099 sayılı kararı ile yüklenici ve arsa sahibi aleyhine açılan davalarda birleştirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, tapu iptâl ve tescil davası ile ilgili harcın ikmal edilmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 16.01.2019 gün ve 2018/3707 Esas ve 2019/204 Karar sayılı ilamında " .... davacının terditli alacak ve tazminat talepleri yönünden arsa sahibi ... hakkındaki dava derdest ise birleştirilerek bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/261 Esas sayılı dosya yüklenici şirket ile arsa sahibi aleyhine 29.05.2012 tarihli dilekçesinde tapu iptali ve tescil ile tazminat istemli dava açmış, mahkemece davalı arsa sahibi aleyhine açılan davanın tefrikine karar verilmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 16.01.2019 gün ve 2018/3707 Esas ve 2019/204 Karar sayılı ilamı ile davaların birlikte görülmesi gerektiği belirtilmiştir. Davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan iş bu dava dosyasının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/261 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.