20. Hukuk Dairesi 2017/283 E. , 2019/5563 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1989 yılında yapılan kadastro sonucu, ....... köyünde bulunan 2380 parsel sayılı 15.600 m² yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden mera niteliği ile sınırlandırılmış; 30.03.1990 ilâ 30.04.1990 tarihleri arasında askı ilânı yapılarak itirazsız kesinleşmesi üzerine özel siciline kayıt edilmiş; 4342 sayılı Kanun uyarınca mera komisyonunca yapılan çalışmalar sırasında da mera olarak tahsis edilmesine karar verilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, 25.03.2010 havale tarihli dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın üzerinde orman ağaçları bulunduğunu ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek mera komisyonu kararının ve mera sicil kaydının iptaline, çekişmeli taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya tesciline ve davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, Orman Yönetimi tarafından, kadastrodan önceki sebeplere tutunularak dava açıldığı, arazi kadastrosunun kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin geçtiği, Mera Komisyonunca yapılan tespitin hak düşürücü süreyi ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine Dairemizin 29/09/2011 tarih ve 2011/11106 E. - 10733 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Bozma ilâmında özetle; "Gerek 766 sayılı Kanunun 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde açık hüküm bulunmamakla birlikte, özel mülkiyete konu olamayacak taşınmazlar hakkında “Kamu Malı” savıyla açılacak davalarda, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı açıklanarak; mahkemece, yargılamaya devam edilip, tarafların sav ve savunmaları ile delilleri sorulup, gerekli inceleme ve araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 2380 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak ....... Komisyonunca alınan 19/02/2010 tarihli ve 435 sayılı karar ile bu taşınmaza ilişkin mera özel sicil kaydının iptaline, dava konusu taşınmazın "Orman" niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalıların dava konusu taşınmaza elatmalarının önlenmesine, davalılara yargılama gideri yükletilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, vekâlet ücretine ilişkin olarak davacı ... Yönetimi ve esasa ilişkin olarak da Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 28/05/2015 tarih ve 2014/10196 E. -2015/4958 K. sayılı kararıyla bozulmuştur
Bozma kararında özetle; “Dava konusu taşınmaz, 1989 yılında yapılan kadastro sonucu mera vasfıyla özel siciline kaydedildiğine ve bu kayıt iptal edilene kadar davalı tarafın kullanımı mera sicil kaydına dayandığına göre, dava tarihine kadar çekişmeli taşınmaza "haksız" olarak elatıldığından söz edilemez. Bu nedenlerle, mahkemece, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın elatmanın önlenmesi talebi yönünden de kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olduğu” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının elatmanın önlenmesine ilişkin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4342 sayılı Kanun uyarınca ..... İl .... Komisyonunca verilen mera tahsis kararına itiraz ile mera sicil kaydının iptali, taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya tescili ve elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1990 yılında kesinleşen arazi kadastrosu ile ...... İl ..... Komisyonunca 4342 sayılı Kanun uyarınca yapılıp 23.02.2010 - 27.03.2010 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmeyen mera tahsis çalışması vardır. Yörede orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 07/10/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.