Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/284
Karar No: 2019/5559
Karar Tarihi: 07.10.2019

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/284 Esas 2019/5559 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya tescili ve davalıların el atmalarının önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Ancak mahkeme, arazi kadastrosunun kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında geçen hak düşürücü süreyi gerekçe göstererek davayı reddetmiştir. Bu karar Daire tarafından bozulmuş ve dava kabul edilerek mera özel sicil kaydının iptali, taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tescili, davalıların el atmalarının önlenmesine karar verilmiştir. Ancak daha sonra yapılan bir bozma kararıyla, davacının elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddedilmesi gerektiği belirtilerek hüküm tekrar bozulmuştur. Sonuç olarak, çekişmeli taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya kaydı yapılmış ve elatmaya ilişkin talep reddedilmiştir.
- 766 sayılı Kanunun 31/2. maddesi: Taşınmazlar hakkında “Kamu Malı” savıyla açılacak davalarda hak düşürücü sürenin uygulanmayacağına ilişkin hüküm bulunmamaktadır.
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi: Kadastro işlemlerinin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde hak sahipliği konusunda dava açılmadığı takdirde, kadastro işlemleriyle ilgili olarak oluşan hak düşmüş sayılır.
20. Hukuk Dairesi         2017/284 E.  ,  2019/5559 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    1989 yılında yapılan kadastro sonucu, ...... köyünde bulunan 2387 parsel sayılı 100.000 m² yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden mera niteliği ile sınırlandırılmış; 30.03.1990 ilâ 30.04.1990 tarihleri arasında askı ilânı yapılarak itirazsız kesinleşmesi üzerine özel siciline kayıt edilmiş; 4342 sayılı Kanun uyarınca çalışan Mera Komisyonunca yapılan çalışmalar sırasında da mera olarak tahsis edilmesine karar verilmiştir.
    Davacı ... Yönetimi, 25.03.2010 havale tarihli dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın üzerinde orman ağaçları bulunduğunu ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek mera komisyonu kararının ve mera sicil kaydının iptaline, çekişmeli taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya tesciline ve davalıların el atmalarının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, Orman Yönetimi tarafından, kadastrodan önceki sebeplere tutunularak dava açıldığı, arazi kadastrosunun kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin geçtiği, .... Komisyonunca yapılan tespitin hak düşürücü süreyi ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine Dairemizin 06/07/2011 tarih ve 2011/6464 E. - 8856 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Bozma ilâmında özetle; "Gerek 766 sayılı Kanunun 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde açık hüküm bulunmamakla birlikte, özel mülkiyete konu olamayacak taşınmazlar hakkında “Kamu Malı” savıyla açılacak davalarda, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı açıklanarak; mahkemece, yargılamaya devam edilip, tarafların sav ve savunmaları ile delilleri sorulup, gerekli inceleme ve araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 2387 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak .... Komisyonunca alınan 19/02/2010 tarihli ve 435 sayılı karar ile bu taşınmaza ilişkin mera özel sicil kaydının iptaline, dava konusu taşınmazın "Orman" niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalıların dava konusu taşınmaza el atmalarının önlenmesine, davalılara yargılama gideri yükletilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, vekâlet ücretine ilişkin olarak davacı ... Yönetimi ve esasa ilişkin olarak da Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 28/05/2015 tarih ve 2014/10062 E. - 2015/4962 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.Bozma kararında özetle; “Dava konusu taşınmaz, 1989 yılında yapılan kadastro sonucu mera vasfıyla özel siciline kaydedildiğine ve bu kayıt iptal edilene kadar davalı tarafın kullanımı mera sicil kaydına dayandığına göre, dava tarihine kadar çekişmeli taşınmaza "haksız" olarak el atıldığından söz edilemez. Bu nedenlerle, mahkemece, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın elatmanın önlenmesi talebi yönünden de kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olduğu”gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının elatmanın önlenmesine ilişkin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 4342 sayılı Kanun uyarınca.....Komisyonunca verilen mera tahsis kararına itiraz ile mera sicil kaydının iptali, taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya tescili ve elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1990 yılında kesinleşen arazi kadastrosu ile......Komisyonunca 4342 sayılı Kanun uyarınca yapılıp 23.02.2010 - 27.03.2010 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmeyen mera tahsis çalışması vardır. Yörede orman kadastrosu yapılmamıştır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 07/10/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi