Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2018/16
Karar No: 2021/4824
Karar Tarihi: 15.11.2021

Danıştay 7. Daire 2018/16 Esas 2021/4824 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/16
Karar No : 2021/4824

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Muris ...'in 09/12/2015 tarihinde vefatından sonra, %50 ortağı olduğu ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden intikal eden servet unsurları nedeniyle davacı adına 2016 yılı için tarh edilen veraset ve intikal vergisinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:...K:...sayılı kararıyla; olayda, ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin öz sermayesinin tespiti amacıyla yapılan inceleme sonucu düzenlenen vergi inceleme raporunda, bazı taşınmazların şirket envanterinde yer almadığı, murisin şirketten alacakları konusunda beyanda bulunulmadığı, ilgili yevmiye kaydında şirketin murise olan 6.620.906,08 TL'lik borcunun 5.636.738,01 TL'lik kısmının ortaklardan ...'e, 328.056,03 TL'lik kısmının ...'e aktarıldığı, geri kalan 656.112,04 TL'lik kısmının ise ödenmemiş sermaye hesabı alacaklı çalıştırılarak kapatıldığı, söz konusu hususla ilgili olarak ...'in o tarihte bütün işleri kendilerinin yürüttüğü, sembolik olarak böyle bir kayıt yapıldığı şeklindeki ifadesinin bu durumun ispatı bakımından yeterli görülmemesi nedeniyle ölüm tarihi itibariyle (6.620.906,08 - 656.112,04) = 5.964.794,04 TL'lik tutarın murisin şirketten alacağı olarak kabul edilerek veraset ve intikal vergisi beyannamesinin intikal eden menkul mallar ve diğer servet unsurları bölümünde yer alması gerektiği, bu durumda, 9.739.697,79 TL olarak tespit edilen öz sermayenin murisin hissesine isabet eden kısmı 4.869.848,90 TL olduğu halde, varisler tarafından 4.359.713,21 TL beyan edildiğinin tespit edildiğinden bahisle tarhiyat yapılmasının önerilmesi üzerine, takdir komisyonunca yapılan değerleme sonrası dava konusu veraset ve intikal vergisi tarhiyatının yapıldığının anlaşılması karşısında, murisin şirketteki alacağını hissedarlara bir nevi devretmesi nedeniyle anılan tutarın, veraset ve intikal matrahına dahil edilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İnceleme elemanı tarafından ... tarih ve ...no'lu yevmiye kaydı ile aynı hesap içinde yapılan virman işleminin veraset intikal vergisine tabi olduğu kabul edilmişse de, bu işlemle şirketten para çekilmediği, varisler tarafından beyan edilerek ödenen tutarın, murisin şirketten alacağı olarak kabul edilerek tekrar öz sermaye hesabına dahil edilmesinin mükerrerlik oluşturacağı, anılan yevmiye kaydının murisin vefatından yaklaşık 7 ay önce 07/05/2015 tarihli ortaklar kurulu kararı dayanak alınarak yapıldığı, bu nedenle ortada veraseten intikal eden bir meblağın bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü;

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Muris ...'in 09/12/2015 tarihinde vefatından sonra, %50 ortağı olduğu ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden intikal eden servet unsurları nedeniyle davacı adına 2016 yılı için tarh edilen veraset ve intikal vergisinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Değerleme" başlıklı Üçüncü Kitabının Birinci Kısmı, iktisadi kıymetlerin değerlemesine ayrılmıştır. Bu kısmın Birinci Bölümünde, genel olarak değerlemede kullanılacak ölçüler belirlenmiş; iktisadi işletmelere dahil kıymetlerin değerleme usulleri İkinci Bölümde; servetlerin değerleme usulleri ise Üçüncü Bölümde düzenlenmiştir.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun "Verginin Matrahı ve İlk Tarhiyat" başlıklı 10. maddesinin ilk fıkrasında verginin matrahını oluşturacak değerin, 4. fıkrasında da idarece tarhiyata esas alınacak değerin, intikal eden malların Vergi Usul Kanunu'na göre bulunan değerleri olduğu düzenlenmekle birlikte, anılan fıkralarda atıf yapılanın, Vergi Usul Kanunu'nun hangi hükmü olduğu açıkça belirtilmemiş; ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında, mükelleflerin, ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere bu verginin konusuna giren malları, fıkrada belirtilen değerleme ölçülerinden faydalanarak; belirtilmeyenleri ise Vergi Usul Kanunu'nun servetleri değerleme ile ilgili Üçüncü Bölümündeki esaslara göre değerlemek ve beyannamelerinde göstermek zorunda oldukları hükme bağlanmış; anılan 10. maddenin gerekçesinde de, ikinci fıkrada yer alan ilk tarhiyat müessesesinin, verginin tahsilinde yaşanan sıkıntıların aşılması amacıyla getirildiği; buna göre mükelleflerin, maddede belirtilen objektif ölçülerden ve Vergi Usul Kanunun'dan faydalanmak suretiyle kendilerine intikal eden malları değerleyecekleri; vergi dairesince, beyan üzerinde başkaca bir araştırma yapılmaksızın verginin tarhı cihetine gidileceği açıklanmıştır.


HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda açıklanan düzenlemelerin ve madde gerekçesinin birlikte değerlendirilmesinden; Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinin ilk fıkrasında, verginin matrahının, intikal eden malların Vergi Usul Kanunu'na göre bulunan değerleri olduğu ilkesi konulduktan sonra; 2. fıkrasında, bentler halinde, intikal edebilecek mallar ile bu malların değerlerinin beyanında esas alınabilecek değerleme ölçüleri sayılmak ve bunların dışında kalanların ise, Vergi Usul Kanunu'nun servetleri değerleme ile ilgili Üçüncü Bölümündeki esaslara göre değerlenmek ve beyannamelerde gösterilmek zorunda oldukları belirtilmek suretiyle, 1. fıkrada yer alan ve verginin matrahını tarif eden, "Vergi Usul Kanunu'na göre bulunan değerleri" ibaresinin, Vergi Usul Kanunu'nun servetleri değerleme ile ilgili Üçüncü Bölümünde yer alan ölçüleri ifade ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim; maddenin 4. fıkrasında, idarenin, yukarıdaki esaslara göre beyan edilen bu değerler üzerinden vergiyi beyannamenin verildiği tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde tarh edeceği; tarh edilen vergilerin, intikal eden malların Vergi Usul Kanunu'na göre bulunacak değerlere göre ikmal edileceği yolundaki hüküm de bunu doğrulamaktadır.
Verginin tarhı, Vergi Usul Kanunu'nun 20. maddesinde, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar olarak tespit eden muamele olarak tanımlanmıştır. Veraset ve intikal vergisinin matrahı da yukarıda açıklandığı üzere, intikal eden malların Vergi Usul Kanunu'nun servetleri değerleme ile ilgili Üçüncü Bölümünde yer alan ölçülere göre bulunacak değerleridir. Dolayısıyla; veraset yoluyla intikal eden mallar için varislerce, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen değerleme ölçülerinden yararlanılarak bulunan değerlerin beyan edilmesi; vergi dairesince de beyan edilen bu değerlerle, intikal eden malların Vergi Usul Kanunu'nun servetleri değerleme ile ilgili Üçüncü Bölümünde yer alan ölçülere göre hesaplanacak matrah arasında fark bulunması halinde, bu farkın, aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca ikmal edilmek üzere tarhiyata konu edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, muris ...'in 09/12/2015 tarihinde vefatından sonra, %50 ortağı olduğu ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden intikal eden servet unsurları nedeniyle 29/12/2016 tarihinde verilen beyannamede öz sermaye payının 4.359.713,21 TL olarak beyan edildiği; konuyla ilgili olarak düzenlenen vergi inceleme raporunun sonuç bölümünde ise, bilançoda yer alan ticari varlık kalemlerinin, Vergi Usul Kanunu'nun "Servetleri Değerleme" başlıklı bölümünde 291 ilâ 298. maddelerde yapılan açıklamalar çerçevesinde takdir komisyonu tarafından yapılacak değerleme sonrası bulunacak matrah farkının öz sermayeye ilave edilmesi; şirketin ticari öz sermayesi olarak hesaplanan tutarın murisin hissesine isabet eden kısmının (9.739.697,79x%50=) 4.869,848,90 TL olarak dikkate alınması; murisin şirketten alacağı olan 5.964.794,04 TL'nin intikal eden menkul mallar arasında kabul edilerek takdir komisyonu tarafından göz önünde bulundurulması; ticari sermaye unsuru dışında kalan menkul ve gayrimenkul malların değerlemesinin takdir komisyonunca yapılması gerektiğinin belirtilmesi üzerine 05/10/2016 tarih ve 8078 sayılı takdir komisyonu kararı ile bilançoda yer alan ticari varlık kalemlerinden stoklar, tesis, makine ve cihazlar, demirbaşlar, taşıtlar bakımından 1.182.816,43 TL'lik matrah farkı takdir edildiği, söz konusu takdir komisyonu kararı dayanak gösterilerek düzenlenen dava konusu ihbarname ile de 1.786.220,15 TL matrah farkı üzerinden tarhiyat yapıldığı anlaşılmıştır.
Olayda, Mahkemece, her ne kadar murisin şirketteki alacağını hissedarlara bir nevi devretmesi nedeniyle anılan tutarın, veraset ve intikal vergisi matrahına dahil edilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davacının bu işlemle şirketten para çekilmediği, varisler tarafından beyan edilerek ödenen tutarın, murisin şirketten alacağı olarak kabul edilerek tekrar öz sermaye hesabına dahil edilmesinin mükerrerlik oluşturacağı, anılan yevmiye kaydının murisin vefatından yaklaşık 7 ay önce 07/05/2015 tarihli ortaklar kurulu kararı dayanak alınarak yapıldığı, bu nedenle ortada veraseten intikal eden bir meblağın bulunmadığı yolundaki iddialarının kararda karşılanmadığı; murisin şirketten olan alacağını devretmesinin yanında vergi inceleme raporunda belirtilen diğer matrah kalemleri bakımından herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, ihbarnameye dayanak olarak alınan takdir komisyonu kararı ile takdir edilen matrah farkının neye göre belirlendiğinin irdelenmediği, söz konusu kararın sayısının ihbarnamede yazandan farklı olduğu ve dava konusu ihbarnamede matrah farkı olarak eklenen tutarın inceleme raporu ve takdir komisyonu kararı ile belirlenen tutarlarla uyumlu olmadığı hususlarının göz önünde bulundurulmadığı görülmüştür.
Bu durumda; Mahkemece, uyuşmazlık hakkında, murisin ölüm tarihi itibarıyla çıkarılan bilançoda gösterilen öz sermayeyi oluşturan unsurların değeri, konunun uzmanı bilirkişi marifetiyle tespit edilerek yukarıda belirtilen hususların dikkate alınması suretiyle karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2....Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 15/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi