Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu, şikayetinde mahkeme kararına aykırı olarak asıl alacak için daha fazla faiz talep edildiğini, ayrıca faize faiz talep ettiğini ileri sürmüştür. Mahkemece yapılması gereken iş, alacaklının ilama uygun olarak faiz talebinde bulunup bulunmadığının incelenmesi, gerektiğinde bilirkişiden de faydalanmak sureti ile şikayetin denetlenmesinden ibarettir. Mahkemece verilen kararda, sözkonusu alacağın 25.12.2003 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması şeklinde karar verilmiş ise de, zaten alacaklı takip talebinde yasal faiz ettiğini bu faizin başlangıcını da 25.12.2003 olarak belirttiğinden  mahkemenin yukarıda belirtilen şekilde karar vermesi şikayeti çözümler mahiyette değildir. Mahkemece yukarıda  belirtilen şekilde inceleme yapılarak fazla faiz istenip istenmediği tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekir. Ayrıca borçlunun faize faiz şikayeti ile ilgili olarak da bir karar verilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.