MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar ... mirasçıları ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 09/09/2009 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat, birleşen davada ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından davalı ... aleyhine 08/06/2015 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 05/04/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Asıl dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat, birleşen dava aynı eyleme dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; 06/06/2007 tarihinde davalılardan ...’un kullandığı ve diğer davalı şirket adına kayıtlı bulunan aracın müvekkili ...’a çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin hayati tehlike geçirdiğini ve kaza sonrası epilepsi hastalığı oluştuğunu belirterek, beden gücü kaybı ve sair maddi giderlerine ilişkin olmak üzere maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş, davacı ...’ın 22/06/2014 tarihinde vefatı nedeniyle tüm mirasçıları davayı takip etmiştir.
Davalılar vekili; epilepsi hastalığının kazayla ilgisi bulunmadığını, davacının maddi tazminat istemini açıklaması gerektiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacılar murisinin geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası ile organik beyin sendromu hastalığı arasında illiyet bağı kurulamadığı, maluliyetine neden olacak düzeyde fonksiyonel araz bırakmadan iyileştiğinden sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği yönündeki Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 23/07/2015 tarihli raporu benimsenerek, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi uyarınca (1086 sayılı HUMK 388. maddesi); tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi; hükmün sonuç kısmında ise, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde yaralanma nedeniyle ...’ın beden gücü kaybı ve diğer maddi kayıpları nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davacılar murisinin sürekli maluliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacının dava dilekçesinde yer alan diğer talepleri ise değerlendirilmemiştir. Şu durumda; asıl davada davacıların tüm taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken HMK’nun 297. maddesine aykırı biçimde diğer taleplerere ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Dosya kapsamından; ...’ın 22/06/2014 tarihinde vefatından sonra mirasçıları olan davacılar tarafından davalı ... Sarraf Kuyumculuk Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/401 esas sayılı dosyasında 08/06/2015 tarihinde manevi tazminat istemli davanın açıldığı ve 10/06/2015 tarihinde ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/423 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamanın bu dosya üzerinden yürütülmesine karar verildiği, birleşen dosyanın asıl dava dosyası içinde bulunduğu halde mahkemece gözden kaçırılarak, yalnızca asıl dava hakkında karar verildiği, birleşen dosya hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı, karar başlığında da bu dava ile ilgili bilgilerin gösterilmediği anlaşılmaktadır.
Şu halde mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenleme gözetilmeksizin, birleşen dava ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1) ve (2) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.