Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3127
Karar No: 2020/1303
Karar Tarihi: 12.02.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/3127 Esas 2020/1303 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/3127 E.  ,  2020/1303 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17/01/2018 tarih ve 2017/829 E- 2018/46 K. sayılı kararın davacı vekili ve katılma yoluyla davalı Duyar Kimya A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 02/05/2019 tarih ve 2018/721 E- 2019/629 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı Derby Kimya A.Ş.’nin nama yazılı şirket paylarının %25 payına sahip kurucu ortağı ve hissedarı olduğunu, davalı Derby Kimya A.Ş.’nin şirket esas sözleşmesine göre ortaklardan hiçbirinin yönetim kurulunun onayı olmaksızın paylarını devredemeyeceğini, ortaklardan birinin payını devretmek istemesi halinde diğer ortakların önalım hakkının bulunduğunu, bu hakkın kullanımına izin verilmemesi halinde pay devrinin geçersiz olacağını, davalı ...’ın herhangi bir bildirim yapmadan %25 oranındaki hissesini 03/04/2017 tarihinde şirket hissedarı olan davalı Duyar Kimya A.Ş.’ne devrettiğin beyanla davalı Derby Kimya A.Ş.’nin 03/04/2017 tarihli pay devir işleminin geçerli bir yönetim kurulu kararına dayanıp dayanmadığının bir yönetim kurulu kararı var ise TTK’nın 391. maddesine aykırı olması sebebiyle batıl olduğunun tespitine ve iptaline, bir yönetim kurulu kararı yok ise şirket esas sözleşmesine ve TTK’ya aykırı yapılan pay devir işleminin geçersizliğinin ve hükümsüzlüğünün tespiti ile pay devrinin iptaline, davalı ...’a ait hissenin tamamının güncel devir bedelinin belirlenmesi ve depo edilmesi suretiyle müvekkili adına tescili ve pay defterine kaydedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Derby Kimya A.Ş. vekili, anonim şirketler nama yazılı payların devrini sınırlandırmış iseler 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde esas sözleşmelerini değiştirerek TTK’nın 492-498 maddelerine uyarlamalarının yasal zorunluluk haline getirildiğini, bu sürenin dolmasıyla birlikte esas sözleşmelerindeki tüm sınırlamaların geçersiz hale gelmekte olduğunu, davalı Derby Kimya A.Ş.’nin ana sözleşmesinde herhangi bir uyarlama yapılmadığından TTK’nın pay devrine ilişkin maddelerine tabi olduğunu, pay devrinin iptali söz konusu olsa bile tüm hissedarların önalım hakkının gündeme geleceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı Duyar Kimya A.Ş. vekili, davacı ile davalı ... kardeş olup müvekkilinin her iki hissedara da hisseleri satın almak istediğini beyan ederek teklifte bulunduğunu, ancak davalı ... ile anlaşma sağlandığını, davacının bu aşamada dava açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ayrıca davalı Derby Kimya A.Ş.’nin ana sözleşmesinde herhangi bir uyarlama yapılmadığından TTK’nın pay devrine ilişkin maddelerine tabi olduğunu, müvekkilinin devir tarihinde Derby Kimya A.Ş.’nin nama yazılı şirket paylarının %25 sahibi olduğunu ve TTK hükümleri gereğince yasal, gerekli prosedürleri yerine getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin kardeşi olan davacıya hisselerini almasını teklif ettiğini, ancak davacının olumsuz cevap verdiğini, hisse devir sürecinin yasaya uygun şekilde yerine getirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı Derbi Kimya Sanayii ve Ticaret A.Ş."nin hissedarlarından olan ..."ın hissesini, diğer hissedar olan Duyar Kimya ve Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş."ye devrettiği, netice itibariyle şirket hissedarları arasında bir devrin söz konusu olduğu ve bu haliyle ön alım hakkının kullanılması mümkün olmadığı, öte yandan hissesi devredilen şirketin anonim şirket olduğu, devre ilişkin yasal prosedürlerin uygulandığı, şirket yönetim kuruluna bildirildiği ve karar alınarak pay defterine işlendiği, devirde bir usul ve yasaya aykırılık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili ve davalı Duyar Kimya A.Ş. vekili katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince ana sözleşme hükmünde, pay devrine ilişkin sınırlandırmanın paydaşlar arasındaki devirde geçerli olduğu yönünde bir hüküm olmadığına göre, davalı paydaşlar arasındaki devrin geçerli olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddiyle; davanın konusunun para ile ölçülebildiği, değerinin 325.000.-TL olduğu ve davanın esastan reddedildiği dikkate alınarak davalılar lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de, hüküm bu yönüyle sadece davalı Duyar Kimya A.Ş. tarafından istinaf edilmiş olduğundan diğer davalılar yönünden önceki hüküm kesinleştiğinden davalı Duyar Kimya A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün vekalet ücreti takdirine ilişkin kısmının kaldırılmasına ve adı geçen davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 
    1-Dava davalı şirketin ana sözleşmesinde yer alan ön alım hakkı nedeniyle diğer davalı şahıslar arasında yapılan pay devir işleminin geçersizliğinin tespiti ile devir işlemini onaylayan yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince ön alım hakkı TMK"nun 732.maddesi çerçevesinde incelenerek hisse devrinin ancak üçüncü kişilere yapılması halinde kullanılabileceği, oysa hisseyi devralanın üçüncü kişi olmayıp paydaş bulunduğu gerekçesiyle dava reddedilmiş; kararın istinaf edilmesi üzerine
    Bölge Adliye Mahkemesi ise ana sözleşmede yer alan ön alım hakkının paydaşlar arasındaki devirde de geçerli olduğu yönünde bir açıklık bulunmadığı ve devrin hissedarlar arasında yapılmış olması nedeniyle ön alım hakkının kullanılamıyacağı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    Anonim Şirketlerde pay senetleri hamiline veya nama yazılı olabilir. Hamiline yazılı pay senetlerinin devri şirket ve üçüncü kişiler arasında zilyetliğin geçirilmesi ile hüküm ifade eder. Nama yazılı paylar ise ilke olarak herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilir. Devir, ancak kanunla veya esas sözleşme ile sınırlandırılabilir. Bu kapsamda, bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar yine ilke olarak ancak şirketin onayıyla devredilebilir. Yine esas sözleşme ile 6102 sayılı TTK"nın 492 ila 498 maddelerinde gösterildiği üzere nama yazılı payların devri sınırlandırılabilir. Bu sınırlamaların neye ilişkin olabileceği aynı Yasa"nın 493 ve 495. maddelerde gösterilmiş olup, aynı Yasa"nın 493/7 maddesine göre esas sözleşme devredilebilirlik şartlarını hafifletebilir ise de ağırlaştıramaz, TTK"nın 340. maddesi de buna cevaz vermez. 6103 sayılı TTK"nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu"nun 28/7 maddesine göre esas sözleşmelerinde nama yazılı payların devrine ilişkin bu tür sınırlandırmalar bulunan şirketler Yasa"nın yürürlülüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde esas sözleşmelerini TTK"nın 492 ila 498. maddelerine uyarlamak zorundadır. Aksi takdirde bu sürenin dolması ile sınırlandırmalar geçersiz hale gelir.
    Pay devirlerine ilişkin ön alım hakkı ise TTK"da ayrıca düzenlenmemiş olup tüm ortaklar için tanınmış ve esas sözleşme ile güvence altına alınmış sözleşmesel bir haktır. Dairemizin 1994/7138 E. - 1995/1522 K sayılı ve 23.02.1995 tarihli kararında da açıklandığı üzere, ana sözleşmede eski paydaşa tanınan bu hak rüçhan hakkından daha çok Medeni Kanunun 658 (TMK md. 732) ve izleyen maddelerinde düzenlenen bir ön alım hakkına benzerlik arz etmektedir. Nitekim öğretide de ana sözleşmelere bu yolda konulan hükümlerin yani satış henüz gerçekleşmeden uygulanması gereken bu prosedürün gerçek anlamda bir ön alım hakkı oluşturmadığı kabul edilmekle birlikte yenilik doğuran böyle bir hakkın kullanılmasında, ön alım hüküm ve ilkelerinin örnekseme yolu ile uygulanmasının gerektiği kabul edilmektedir. (Bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, İst. 1993 sh. 491 vd.) Ön alım hakkı sadece şirket dışında üçüncü kişilere yapılacak devirler için değil aynı zamanda şirketin ortakları arasında yapılacak devirler içinde öngörülebilir. Ana sözleşmede bu yönde hüküm olmasına rağmen ön alım hakkı tüm ortaklara tanınmadan yapılan devirler onaylanıp pay defterine kaydedilirse bu durum TTK"nın 391/a maddesindeki eşit işlem ilkesine aykırılık oluşturur.
    Somut olaya gelince, davalı şirketin dosya içinde mevcut ana sözleşmesinin 8/c maddesine göre, hissedarlar, sahip oldukları hisselerin tamamını veya bir bölümünü devretmek istediklerinde diğer hissedarların ön alım hakkı vardır. Bu halde hissesini devretmek isteyen hissedar diğer grup hissedarlara sermaye iştirak oranına göre asgari 7 gün içinde ön alım hakkını kullanmak imkanı verir. Belirtilen süre içinde teklif edilen hissedarlar ön alım hakkını kullanmazlar ise hisseler serbestçe devredilebilir. Ana sözleşmenin bu hükmü son derece açık olup payın devrinde üçüncü kişi veya paydaş ayrımı yapmadan her türlü devirde diğer paydaşlara hisseleri nispetinde paydan satın alma hakkı tanınmıştır. Pay devrindeki ön alım hakkı yasal bir hak olmayıp yukarıda da belirtildiği gibi sözleşmesel bir hak olduğundan TMK"nun 732. maddesinden hareketle sadece üçüncü kişilere yapılacak devirler için ön alım hakkının öngörüldüğü kabul edilemez. Bu nedenle bölge adliye mahkemesinin buna yönelik gerekçesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece TTK"nın 493/7, 340 ve Yürürlük Yasasının 28/7. maddesi gözetilerek esas sözleşmede yer alan bu hükmün TTK"nın 493/2 maddesi bağlamında haklı sebep oluşturup oluşturmayacağı, şirket yönetim kurulunun ana sözleşmenin bu hükmü nedeniyle davalı şahıslar arasında yapılan devri onaylamaktan kaçınması gerekip gerekmediği üzerinde durularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken TMK"nın 732. maddesinden hareketle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmayıp kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre harca ilişkin temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi