Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2940
Karar No: 2021/526
Karar Tarihi: 25.02.2021

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2020/2940 Esas 2021/526 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2020/2940 E.  ,  2021/526 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Denizcilik İhtisas Mah.Sıf.)

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... "nun sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R -
    2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 41/4. maddesi gereğince bir işin duruşmasında bulunan başkan ve üyelerin çoğunluğunun kurul kadrolarında değişiklik, izin veya hastalık gibi nedenler dışında o işin görüşülmesinin yapıldığı kurullarda yer alması zorunlu ise de 03.07.2020 tarihli duruşmada hazır bulunan Daire başkanı Muammer Öztürk’ün emeklilik nedeniyle görevden ayrılması, üye ... ’ın da Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına seçilmesi nedeniyle işin görüşülmesinin yapıldığı bugünkü kurulda yer almaları fiilen ve hukuken mümkün olmadığından temyiz incelemesinin duruşmada hazır bulunan daire üyeleri ... ve ... ile duruşmada hazır bulunmayan daire başkanı ... başkanlığında daire üyeleri ... ve ...’ın katılımıyla yapılmasına karar verilerek işin esası incelendi; Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup ayıplı yapılan onarım nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2) Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;Taraflar arasında 20.11.2013 tarihinde “gemi tamir sözleşmesinin standart şart ve koşulları” başlıklı sözleşmenin imzalandığı uyuşmazlık konusu değildir. Davada, davalı yüklenici tarafından gemi onarımı kapsamında yeni şaft sızdırmazlık salmastrasının da davalı tarafından gemiye monte edildiği, geminin davalıya ait tersaneden ayrılmasının ertesi günü olan 01.01.2014 tarihinde davacı tarafından monte edilen şaft sızdırmazlık salmastrasında sızıntı olduğunun tespit edildiği, bu nedenle geminin acilen ... ’da bulunan ... tersanesinde havuza alınmak zorunda kalındığı, bu tersanede gemiye yeni bir şaft
    sızdırmazlık salmastrasının monte edildiği, gemiden çıkarılan parçalarda yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan raporlarda, parçada herhangi bir kusur olmadığı, sızıntının davalı tarafından yapılan çalışmalar sırasında monte edilen parçanın gevşek bırakılması sebebiyle oluştuğunun tespit edildiği, davacının hasarın tamiri ve yeni şaft sızdırmazlık salmastrası takılması için dava dışı tersane ve şirkete yaptığı ödeme ile acente masrafı, sörvey çalışması, gözetim bedeli ve yakıt tedariki için dava dışı kuruluş ve şirketlere yaptığı ödemeler ile davacının gemiyi kullanamaması ve kiraya verememesi sebebiyle uğradığı kira kaybı toplamı olan 132.546,28 doların davalıdan tahsili talep edilmiştir. Mahkemece 02.07.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu benimsenerek davalı şirkete ait tersanede geminin bakım ve onarımının yapıldığı sırada değiştirilen şaft sızdırmazlık salmastrasının montajı sırasında sızdırmazlık halkalarının yeterince sıkılmayıp gevşek bırakılması sonucunda şafta su girmesine sebebiyet verildiği, bu nedenle de geminin tersaneden çıkmasından sonraki süreçte yağ sızıntısının meydana geldiği, davalının gemiye yapmış olduğu bakım ve onarım sırasında ayıplı iş yaptığı, ayıbın gizli ayıp niteliği taşıdığı ve ayıp ihbarının süresi içinde yapıldığı belirtilerek davacının ayıbın giderilmesi için dava dışı tersaneye ödediği 36.731 euro tersane masrafı ile 14.583,30 euro yedek parça bedeli toplamı 51.314,30 euro hüküm altına alınmıştır. Dosya kapsamı ve toplanan deliller dikkate alındığında davalı yüklenicinin gemiye yapmış olduğu bakım ve onarım sırasında ayıplı iş yaptığına, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup davacı tarafından süresinde ayıp ihbarında bulunulduğuna ilişkin mahkemenin kabulü doğru olup bu nedenle davacının gemide oluşan arızanın giderilmesi amacıyla ayıplı monte edilen parçanın değiştirilmesi için yaptığı giderlerin tahsiline karar verilmiş olmasında bir yanılgı bulunmamaktadır. Ne var ki, yüklenici tarafından ayıplı monte edilen şaft sızdırmazlık salmastrasının değiştirilmesi için geminin dava dışı tersanede kaldığı yedi günlük süre zarfında davacının gemiyi kullanamaması ve kiraya verememesi sebebiyle uğradığı kira kaybı da diğer alacak kalemleri yanında talep edilmiş olup, mahkemece “bu kapsamdaki gelir kaybının tazmininin ancak gemiye ilişkin kiralama teklifinin yapıldığı ancak arıza nedeniyle teklifin kabul edilemediğinin belgeleriyle ispatlanması halinde mümkün olabileceği, davacının ise bu yönde herhangi bir delil sunmadığı” gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.Ayıplı eser tesliminden dolayı iş sahibi, yükleniciden sözleşmeden dönme, ücretten indirim veya eserin onarılmasını isteme hakları yanında ayrıca ayıplı eserin sebep olduğu zararın tazminini de isteyebilir. Dolayısıyla, zararın tazminini isteme hakkı, seçimlik hakların yerine geçen seçimlik bir hak değil, bilakis onlarla birlikte istenebilen, onlara eklenen (kümülatif) bir haktır. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 475/3 maddesinde iş sahibinin genel hükümlere göre uğramış olduğu zararın tazminini isteme hakkı saklı tutulmuştur. Ancak tazminat istenebilmesi için iş sahibinin ayıbı yükleniciye zamanında ihbar etmesi ve kusurlu olmaması gerekir. Tazminatın şartları, eserdeki ayıp, zarar, ayıpla zarar arasında uygun illiyet bağı ve yüklenicinin kusurudur. Zararın kapsamına, ayıbın neden olduğu ilk zarar yani ayıptan doğan zarar girdiği gibi, ayıbı takip eden zarar da girer. Ayıbı takip eden zararlar arasında bilhassa ayıp nedeniyle iş sahibinin uğramış olduğu kazanç kayıplarıyla kira geliri kayıplarını saymak gerekir. (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 6. Baskı, Ankara 2018, s. 652-653) Dairemizin yerleşik uygulamasında da iş sahibinin 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 360. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 475. maddesi) hükmünce ayıplı imalat bedelinin ve bundan doğan zararının yükleniciden talep edebilmesi için ayıpları kendisinin giderdiği veya eseri başkasına satmış olması halinde kendisine karşı bu konuda dava açılıp alıcıya ödeme yaptığını ispat etmesine gerek olmadığı kabul edilmektedir.
    (15. Hukuk Dairesi, 25.06.2007 gün, 2007/853 Esas- 2007/4314 Karar, 27.07.2012 gün 2011/4331 Esas- 2012/1146 Karar) Tüm bu açıklamalar dikkate alındığında mahkemece davacının gelir (kira) kaybına ilişkin zararının ret gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Mahkemece davalı yüklenicinin ayıplı iş yaptığı, ayıbın gizli ayıp olup süresinde davalıya ihbar edildiği ve davalının kusurlu olduğu kabul edildiğine göre yukarıda belirtilen ilke ve kurallar ışığında davacının ayıbın giderilmesi çalışmalarının gerektirdiği makul süre içinde geminin kullanılamaması sebebiyle gelir kaybı biçiminde gerçekleşen olumlu zararını ayıp sonucu ortaya çıkan zarar olarak isteyebileceği açıktır.O halde; mahkemece yapılacak iş, raporları karara dayanak yapılan bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, ayıbın giderilmesi çalışmalarının gerektirdiği makul sürenin (davacının talebi 7 gün üzerinden olduğundan bu süreyi aşmamak üzere) belirlenmesinden, bu süre içinde davacının uğrayacağı kazanç (gelir) kaybının yukarıda yapılan ilke ve kurallar dikkate alınarak gerektiğinde tarafların ticari defterleri de incelenerek hesaplattırılmak suretiyle değerlendirme yapılıp, sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
    Açıklanan nedenlerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. Bent uyarınca davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıdan alınmasına,karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 25.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi