19. Hukuk Dairesi 2018/1605 E. , 2019/3070 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tic. Mah. Sıf. )
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekili ile davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalılar vek. Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı ...….Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında 18.01.2008 tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesi kapsamında davalı şirketin ödemelerini tatil etmesi ve bonoların ödenmemesi üzerine 7 adet takip başlatıldığını, diğer davalıların iş bu bayilik sözleşmesini kefil olarak imzaladıklarını, borç mutabakat sözleşmesine göre davalı ve kefillerin davacıya olan borçlarının 03.02.2009 tarihi itibariyle 6.172.348,40 TL olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL alacağın icra takiplerinin başladığı 16.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02.05.2012 tarihli dilekçesi ile dava değerini ıslah etmiştir.
Davalılar vekili, davacı iddialarının yerinde olmadığını, ayrıca bayilik sözleşmesi ve mutabakat belgeleri altındaki imzaların davalı ... ...’a ait olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 13.06.2012 tarihinde 50.000,00 TL’nin dava tarihinden, 4.951.785,56 TL’nin ıslah tarihi olan 02.05.2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 08.07.2013 gün, 2012/14883 E.-2013/12417 K. sayılı ilamı ile hükmün davalılar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında yazılı sözleşmeye dayalı bayilik ilişkisi bulunduğu, bu ilişki kapsamında aldırılan bilirkişi raporuna göre davalı şirketin davacı şirkete toplam 4.994.628,89 TL borcunun bulunduğu, imza incelemesine esas alınan rapora göre bayilik sözleşmesindeki imzanın davalılardan ...’a aidiyetinin belirlenemediği gerekçesiyle davanın ıslah beyanı da gözetilerek kısmen kabulü ve kısmen reddi ile dava konusu 4.994.628,89 TL alacağın 50.000,00 TL’sinin dava tarihinden, bakiyesinin ise ıslah tarihi olan 02.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar ... ve ...…Ltd. Şti.’nden alınarak davacıya verilmesine, diğer davalı ... ... aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
(1) Davalılar vekili mahkeme kararını temyiz ederken adli yardım talebinde bulunmuş, maktu karar ve temyiz yoluna başvurma harcı yatırmıştır. Dairemizin 16.02.2017 gün, 2016/627 E.-2017/1197 K. sayılı ilamı ile davalı ... ile davalı .... …Ltd. Şti.’nin adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir. Akabinde davalı şirket ve davalı ... vekilince Dairemizin adli yardım talebinin reddine dair kararına itiraz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 22.02.2018 gün, 2017/10668 E.-2018/1309 K. sayılı ilamı ile davalılar vekilinin itirazı kesin olarak reddedilmiştir. İtirazın reddine karar verilmesinden sonra ilk derece mahkemesince eksik yatırılan 85.266,57 TL harcın ikmali için 06.03.2018 gün muhtıra çıkartılmış, iş bu muhtıra davalılar vekiline 16.03.2018 tarihinde tebliğ olunmuş, davalılar vekilince verilen 23.03.2018 havale tarihli dilekçe ile muhtırada verilen sürenin uzatılması talep edilmiş, süre uzatım kararı verilmemesi halinde ise davalı ... bakımından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmesi talep edilmiştir. Bunun üzerine ilk derece mahkemesinin 28.03.2018 gün, 2014/9 E.-2016/235 K. sayılı kararı ile verilen sürenin kesin süre olduğu ve uzatılamayacağı gerekçesiyle davalılar vekilinin talebinin reddine karar verilmiş, iş bu ek karar davalılar vekiline 09.04.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalılar vekili ise iş bu ek kararı 16.04.2016 tarihinde temyiz etmiştir. Mahkemece verilen 28.03.2018 gün, 2014/9 E.-2016/235 K. sayılı ek kararın temyizi mümkün olmadığından, davalılar vekilinin anılan karara yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(2) İlk derece mahkemesince eksik yatırılan 85.266,57 TL harcın ikmali için 06.03.2018 gün muhtıra çıkartılmış, iş bu muhtıra davalılar vekiline 16.03.2018 tarihinde tebliğ olunmuş, davalılar vekilince verilen 23.03.2018 havale tarihli dilekçe ile muhtırada verilen sürenin uzatılması talep edilmiş, verilen kesin süre içinde eksik harç ikmal yatırılmamıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 1984/5 E.-1985/1 K. sayılı 25.01.1985 günlü İçtihadı Birleştirme Kararında, harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen dilekçeler için HUMK’nın 434/3 maddesindeki eksik harç ödenmesi halinde yapılacak işlemle ile ilgili kuralın benzetme yolu ile uygulanacağı belirtilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi,1.6.1990 tarihli ¾ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre Yargıtay tarafından da karar verilebileceği benimsenmiş olduğundan, verilen kesin süre içinde eksik harç ikmal edilmediğinden davalılar ...…Ltd. Şti. ile ...’nın temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
(3) Davacı şirket ile davalı ... ...’ın temyiz itirazlarına gelince; dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı şirketin tüm, davalı ... ...’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(4) Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada alınan imza incelemesine esas bilirkişi raporunda 18.01.2008 tarihli bayilik sözleşmesindeki imzanın davalı ... ...’a aidiyeti saptanamamıştır. Bu tespit karşısında davalı ... ... hakkındaki davanın esastan reddine ve buna bağlı olarak anılan davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, davanın pasif husumetten reddine karar verilerek davalı ... ... lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması doğru görülmemiştir. Bu husus, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve davalılar vekili cevap dilekçesinde davalı ... ... hakkındaki davanın husumetten reddini istemiş olduğundan, bu beyana bağlı olarak anılan davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşıldığından, hüküm fıkrasının ikinci bendinin hükümden çıkartılarak yerine ikinci bend olarak “Diğer davalı ... ... aleyhine açılan davanın esastan reddine,” sözcük dizisinin eklenmesi suretiyle 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 5236 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile değiştirilmeden önceki 438/son maddesi hükmü uyarınca sonucu itibarı ile doğru olan hükmün gerekçesinin ve ikinci bendinin bu şekilde değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davalılar vekilinin 28.03.2018 gün, 2014/9 E.-2016/235 K. sayılı ek karara yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bendde açıklanan sebeplerle davalılar ...…Ltd. Şti. ile ...’nın temyiz dilekçesinin REDDİNE, (3) nolu bend uyarınca davacı şirketin tüm, davalı ... ...’ın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (4) nolu bendde açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının ikinci bendinin hükümden çıkartılarak yerine ikinci bend olarak “Diğer davalı ... ... aleyhine açılan davanın esastan reddine,” sözcük dizisinin eklenmesi suretiyle sonucu itibarı ile doğru olan hükmün gerekçesinin ve ikinci bendinin bu şekilde değiştirilerek onanmasına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı ... ... yararına takdiren 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı şirketten alınarak davalı ... ...’a verilmesine, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 09/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.