14. Hukuk Dairesi 2017/383 E. , 2020/8615 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 18.06.2014 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, tahliye ve ecrimisil; karşı davada 04.09.2014 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının kaldırılması ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden intifa hakkının parasal değerinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; karşı davanın kısmen kabulü ile intifa hakkının kaldırılmasına dair verilen 30.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl dava, intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, tahliye ve ecrimisil; karşı dava, intifa hakkının kaldırılması istemine ilişkindir.
Asıl davada davacı, davalı ..."nin eski eşi, diğer davalı ..."in ise müşterek çocukları olduğunu, davalı ... ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.09.2013 tarihinde kesinleşen 2012/87 Esas, 926 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, evlilikleri devam ederken 675 ada 35 parsel sayılı taşınmazda adına kayıtlı 500/13992 payı intifa hakkını üzerinde bırakmak kaydıyla 07.05.1997 tarihinde davalı ..."ye devrettiğini, daha sonra taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu ve ifrazen oluşan 26686 ada 23 No"lu parselin 27.09.2013 tarihinde tam paylı olarak davalı ... adına kayıtlandığını, intifa hakkının da taşınmazın tapu kaydına aktarıldığını, ancak taşınmaz üzerindeki intifa hakkını davalılar engelledikleri için kullanamadığını, taşınmazı tahliye etmeleri için noterde düzenlenen 02.05.2014 tarihli ihtarnameyi tebliğ almalarına rağmen halen tahliye etmediklerini belirterek dava konusu taşınmaza davalıların elatmalarının önlenmesini ve taşınmazdan tahliyelerini, ayrıca 01.10.2013 tarihinden itibaren aylık 400,00TL olmak üzere toplam 2.800,00TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı ile müvekkili ..."nin 1972 yılında evlendiklerini ve dört müşterek çocuklarının bulunduğunu, daha sonra davacının başka bir kadınla gayri resmi olarak birlikte yaşamaya başladığını ve ailesini terkettiğini, 1997 yılından itibaren fiilen ayrı yaşamaya başladıklarını, müvekkili ..."nin dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı eve zorunlu ve faydalı masraflar yaptığını, ayrıca imar uygulaması sonucu oluşan 26686 ada 1 No"lu parselin diğer bir paydaşından 112 m2"ye tekabül eden payı satın alarak kendi payı ile birleştirdiğini ve bu şekilde ifrazen oluşan 23 No"lu parselin tek başına maliki olduğunu, davacının boşanma davasının intikamını almak için intifa hakkını ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini belirterek davanın reddini savunmuş; karşı davasında ise hukuka aykırı olarak tesis edildiği iddiasıyla intifa hakkının tapu kaydından terkinini ve müvekkilinin dava konusu taşınmaz için yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
Davacı-karşı davalı, karşı davacının ev için yaptığını iddia ettiği masraflarla ilgili taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca bunların lüks harcamalar olup zorunlu masraflar olmadığını belirterek karşı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine; davalı ... yönünden ise davalının, davacıdan alacaklı olduğu ve davacının da davalının taşınmaza müdahalesinin men"ini talep ettiği nazara alınarak iki taraf arasında takas şartları oluştuğundan, bilirkişi heyetinin 30.05.2015 tarihli raporu doğrultusunda davalının yaptığı faydalı masraflar oranında indirim yapılarak intifa hakkının parasal değeri olan 56.318,09TL"nin davalı ..."den alınarak davacıya ödenmesine; karşı davanın kısmen kabulü ile davacı adına intifa hakkının terkinine, davacının yaptığı zorunlu ve faydalı masrafların asıl davada mahsuben ve tenkisen değerlendirildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince;
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut olaya gelince; asıl dava yönünden, hüküm sonucunda gerekçeye ait ifadeler tekrar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi karşı davada da terkinine karar verilen intifa hakkının tesis edildiği dava konusu taşınmazın bilgileri açıkça belirtilmediğinden kurulan hüküm infaza elverişli değildir.
Mahkemece, 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesi uyarınca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında ve açık bir şekilde gösterilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.Başkan