Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Azmettirme, kendisinde suç işleme kararı olmayan kimsede bu kararın oluşturularak belirli bir suçu işletmektir. 23.12.2010 tarihinde, akşam saatlerinde kimliği belirlenemeyen silahlı iki kişinin, ...’ı, “... abi ile fazla uğraşma davalarını geri al, davadan vazgeç, yoksa leşini sereriz, davandan vazgeç yoksa seni öldürürüz” şeklinde sözlerle tehdit ettiği kabul edilen olayda; kimliği belirlenemeyen kişilerin, sanık ... yararına davrandığı sabit ise de, sanık ...’in, suç işleme kararı olmayan bu kişilerde, suç işleme kararını ne şekilde oluşturarak suça azmettirdiğine ilişkin kanıtlar açıklanmadan, varsayıma dayalı gerekçelerle sanık ... hakkında tehdit suçuna azmettirmekten mahkumiyet kararı verilmesi, 2-Sanık ... hakkında ise; a) Hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenleme içeren TCK’nın 129. maddesi yerine aynı Kanun’un genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanması, b) İddianamede, sanığın, ...’i “sen namlunun ucundasın senin arkanda olanın anasını avradını sinkaf edeceğim” sözlerini söyleyerek tehdit suçunu işlediğinin iddia edilmesine karşın, tanık ...’in, sanığın, sinkaflı küfür ettikten sonra “seni sığındığın adaletle vururum” dediğini ileri sürmesi karşısında, hükmün gerekçesinde hangi sözlerle tehdit suçunun işlendiğinin Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açıklanmadığı sadece “vuracağım” dediğinin sabit kabul edildiği anlaşılmakla, CMK’nın 225/1. maddesi dikkate alınarak sanığın hangi sözlerle yüklenen suçu işlediğinin açıklanması gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar ... ile ... müdafiinin temyiz nedenleri ile kısmen tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.