8. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/16983 Karar No: 2017/17620 Karar Tarihi: 26.12.2017
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/16983 Esas 2017/17620 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2017/16983 E. , 2017/17620 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Zengin Ticaret İnş. Eml. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı 3. kişi şirket yetkilisi, 09.07.2014 tarihli hacze konu menkullerin şirketlerine ait olduğunu, borçlunun haciz adresi ve mahcuzlarla ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacı 3. kişi şirketin tek ortağı olan ..."ün borçlunun kardeşi olmasının, davacı şirket ile borçlunun ticari işletmesi arasında organik bağ olduğunu tek başına kanıtlamayacağı,dosya borçlusunun takibe yönelik yetki itirazı davasında ikametgah adresi olarak 3. kişi şirketin adresini göstermiş olmasının, bu adresin kendi adresi olduğu veya kendisinin bu adreste çalıştığı anlamına gelmeyeceği, yine bu adrese borçlu adına çıkarılan tebligatın o adreste borçluya yapılabilmiş olmasının da tek başına borçlunun adreste çalıştığını göstermeyeceği gerekçesi ile; davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı alacaklı vekili temyiz etmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu haczin 09.07.2014 tarihinde, borçluya ödeme emrinin bizzat tebliğ edildiği adreste yapıldığı, haciz adresinde borçlu adına evraklar bulunduğu, borçlu ile 3. kişi şirketin ortağı arasında kardeşlik gibi yakın akrabalık bağı bulunduğu, bu kapsamda İİK 97/a maddesinde düzenlenen karinenin alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3. kişinin karinenin aksini kesin ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366. ve HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 26.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.