
Esas No: 2018/4770
Karar No: 2019/2982
Karar Tarihi: 04.04.2019
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/4770 Esas 2019/2982 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıya sehven ödenen 65.000 TL"nin iadesi için keşide edilen ihtarname, 05.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği halde ödenmediğini belirterek; dava konusu miktarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, 65.000 TL"nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. (TBK m. 117; BK m.101)
Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.
Somut olayda, davacı tarafından davadan önce davalı/borçluya dava konusu miktarın iadesi için keşide edilen ihtarnamenin 05.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarda borcun ödenmesi konusunda borçluya 7 gün süre verildiği ve verilen sürede borcun ödenmediği anlaşılmıştır. Böylece davalı/borçlu 13.11.2015 tarihinde temerrüde düşürülmüştür. Bu durumda davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü ve davacının, davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren faiz isteyebileceği gözetilerek, mahkemece hüküm altına alınan tutara temerrüde düşüldüğü tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekirken davacının faiz talebi yönünden olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendindeki “Davacının davasının kabulüne, 65.000,00 TL nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,” ibaresinin "Davacının davasının kabulüne, 65.000,00 TL"nin 13.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı tarafa ödenmesine ” şeklinde düzeltilmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.04.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.