Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/10920
Karar No: 2021/12489
Karar Tarihi: 15.11.2021

Danıştay 6. Daire 2020/10920 Esas 2021/12489 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/10920
Karar No : 2021/12489

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- (DAVALI) … Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVACILAR)
…Mirasçıları
I. …
II. …
III. …
IV. …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
9- …
10- …
11- …
12- …
13- …

VEKİLLERİ : Av. …

DİĞER TEMYİZ EDEN : ..
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF :
1- …Belediye Başkanlığı
2- … Mirasçıları
I. …
II. …
III. …
IV. …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
9- …
10- …
11- …
12- …
13- …
14- …
15- …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında "30 metreden küçük yol alanı, park alanı ve ibadet alanı" olarak ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufunun hukuken kısıtlandığı ileri sürülerek 262.934,32-TL taşınmaz bedelinin yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; davanın kısmen kabulü ile 227.582,82.TL maddî tazminatın davalı idareden alınarak, davanın açıldığı 15/04/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte bilirkişi raporunda gösterilen hisselerine düşen miktarlar gözetilerek davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin faiz talebinin ise reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 20/10/2016 tarih ve E:2016/8847, K:2016/5973 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 14/11/2018 tarih ve E:2017/2853, K:2018/9242 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak davacılardan … yönünden, dosyanın işlemden kaldırılmasına, diğer davacılar yönünden ise davanın kabulüne, 262.934,32-TL tazminatın davalı …Belediye Başkanlığı tarafından 10/01/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarenin bilirkişi raporunda belirtilen tazminat sorumluluğu oran ve miktarına göre davacılara yine bilirkişi raporunda belirtilen hisse oranları üzerinden (davacılardan …'e 24.534,02-TL, müteveffa … hariç olmak üzere diğer davacılara 238.400,30-TL olmak üzere) ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılardan … tarafından; bilirkişi raporunun haksız ve hukuka aykırı olduğu, raporda m2 bazında yanlış hesaplama yapıldığı, faiz hesabının hatalı olduğu, faiz hesabının dava açma tarihi olan 13/11/2015 tarihinden itibaren yapılması gerektiği, vekalet ücretinin de maktu hesaplanmasının usul ve hukuka aykırı olduğu iddialarıyla Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Diğer davacılar tarafından; vekalet ücretinin maktu yerine nispi hesaplanması gerektiği, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığı iddialarıyla Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından; dava konusu taşınmazın son onaylı imar planının 28/03/2019 tarihli olduğu ve davacıların idareye başvurusu olmadığı, zamanaşımı süresinin dolduğu, davacının mülkiyet iddiasının kısıtlandığı iddiasının yerinde olmadığı, zarar ile sebep arasında illiyet bağı olmadığı, dava konusu taşınmaz ile ilgili davalı idarenin … tarih ve … sayılı Belediye Encümen kararı ile 18. madde uygulaması kararı alındığı, ibadet alanına ayrılan kısımda sorumlu idarenin... Başkanlığında olduğundan husumetin bu idareye yöneltilmesi gerektiği, bilirkişi tarafından düzenlenen raporun usul ve hukuka aykırı olduğu, davacılarca tazminat talebinin birden fazla ıslah edilmesinin ve ıslah edilen miktara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin yerinde olmadığı, Mahkemece reddedilen tazminat miktarı açısından davanın reddi yolunda hüküm kurulmadığı, dava konusu taşınmazın güncel tapu kayıtları incelenerek bir karar verilmediği iddia edilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından; davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.
Davacılar tarafından; savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, …Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında "30 metreden küçük yol alanı, park alanı ve ibadet alanı" olarak ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufunun hukuken kısıtlandığı ileri sürülerek 262.934,32-TL taşınmaz bedelinin yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde; "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmüne, aynı Kanunun 4.7.2019 tarihli 7181 sayılı Kanunun 7. maddesiyle değişik, "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar; a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak, b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
" hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinde, 15'inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulunca, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın; a) Cins ve nevini, b) Yüzölçümünü, c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini, d) Varsa vergi beyanını, e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini, g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini, h) Yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını, ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri, esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerininin tespit edileceği belirtilmekte, aynı Kanunun 15. maddesinde; "Bu Kanun uyarınca mahkemelerce görevlendirilen bilirkişiler bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçilirler ve bunlar hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili maddeleri uygulanır. Kamulaştırmaya konu olan yerin cins ve niteliğine göre en az üç kişilik bilirkişi kurulunun oluşturulması zorunludur. Bilirkişilerden birinin taşınmaz geliştirme konusunda yüksek lisans veya doktora yapmış uzmanlar ya da 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre yetkilendirilen gayrimenkul değerleme uzmanları arasından seçilmesi zorunludur..." hükmü, Ek 1. maddesinde; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Tebligat ve cevap verme" başlıklı 16. maddesinin 4. fıkrasında; tarafların, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemeyecekleri, ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktarın, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabileceği ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edileceği hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, … Mahallesi, …ada, … parsel sayılı taşınmazın ilk olarak 2006 tarihinde 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamına alınmış, daha sonra 2016 tarihinde plan değişikliği yapılmış fakat bu planlar İdare Mahkemesi kararı ile iptal edilmiş, son olarak yürürlükteki 28/03/2019 tarihli plan kapsamında "E:0,50 küçük sanayi alanı, 7 metre genişliğinde yol, 30 bin m2'den küçük park alanı ve ibadet alanı" olarak planlanmış, davacılar tarafından planda "7 metre genişliğinde yol, 30 bin m2'den küçük park alanı ve ibadet alanı" olarak ayrılan kısımda süresiz ve belirsiz olarak kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet haklarının kısıtlandığı iddiasıyla tazminat istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İdare Mahkemesince öncelikle dava konusu taşınmazın en son güncel plana göre "ibadet alanına" ayrılan kısmında kamulaştırılmasından sorumlu idarenin tespit edilerek doğru hasımın taraf konumuna alınması gerekmektedir.
Bu durumda; İdare Mahkemesince, öncelikle dava konusu taşınmazın en son yürürlükte olan nazım ve uygulama imar planındaki güncel hali ile davacıların söz konusu taşınmazla mülkiyet ilişkisinin devam edip etmediği tespit edilerek ve sorumlu idare/idareler belirlenerek, taşınmazın uygulama imar planındaki güncel fonksiyonuna göre; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor yeterli görülüyorsa bu rapor değerlendirilerek, yeterli görülmüyorsa aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu bir bilirkişi kurulunca, taşınmazın dava tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi ittifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerekmekte olup, yukarıda belirtilen mevzuat hükmü uyarınca, dava dilekçesinde belirtilen miktarın bir defaya mahsus artırılabileceği anlaşıldığından, ikinci defa yapılan miktar artırımı (ıslah) esas alınarak karar verilemeyeceği açıktır.
İdare Mahkemesince dosyada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen iki ayrı bilirkişi raporu doğrultusunda davacılar tarafından maddi tazminat taleplerinin iki kez ıslah edilmek suretiyle arttırıldığı görülmüş olup, İdare Mahkemesince bilirkişi tarafından tespit edilen miktarın dışında bir karar verildiği ve davacıların ikinci kez ıslah ettikleri talepten daha düşük bir miktara hükmedildiği, hüküm kısmının ise "kabul" şeklinde kurulduğu, ancak davanın reddolunan kısmı için "kısmen reddi" yolunda bir karar verilmediği, ayrıca kabul edilen kısıma "10/01/2020 tarihinden itibaren" faiz işletildiği görülmüştür.
Bu nedenle İdare Mahkemesince en son güncel plan doğrultusunda davacıların mülkiyet haklarının kısıtlandığı kısıma dair tespit edilecek miktarın, davacıların talebi oranınca kabul veya reddolunan kısım yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması, ıslah edilen kısım dışındaki kısımda faiz başlangıcının adli yargıda dava açma tarihi olan 13/11/2013 tarihinden, ıslah edilen kısıma ilişkin olarak da faiz başlangıç tarihinin ıslah tarihinden itibaren başlatılması gerekmektedir.
Ayrıca, davacılardan … yargılama devam ederken 10/06/2016 tarihinde vefat ettiğinden, Mahkemece bu kişi yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup, vefat eden … mirasçılarından bazılarının veraset ilamı ve davaya takip etmek isteklerine dair beyanlarını sunmaksızın temyiz dilekçesine iştirak ettikleri görülmüştür. Mahkemece verilecek yeni kararda, vefat eden … ve varsa başka davacılar açısından gerekli sorgulamanın yapılarak bu hususlara dikkat edileceği tabiidir.
Bu itibarla, davanın kabulüne ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kabulüne ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 15/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi