Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/46288
Karar No: 2011/142

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/46288 Esas 2011/142 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiği gerekçesiyle işe iadesi ve feshin geçersizliğine karar verilmesini talep etti. Davalı işveren ise işçinin iş sözleşmesini haklı nedenlerle feshettiğini savundu. Yerel mahkeme, davayı reddetti. Ancak Yargıtay, işveren vekillerinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı ancak bunun için işletmenin tümüne veya işyerinin bütününe sevk ve idare etme yetkisine sahip olması ve işçi işe alma ve işten çıkarma yetkisine sahip olması gerektiği kararını verdi. Bu nedenle davacının işveren vekili olduğunun kabul edilmesi için işletmenin veya en azından işyerinin tümünü yönettiği yanında doğrudan işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkilerinin birlikte bulunması gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri ise 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18-21. maddeleridir.
9. Hukuk Dairesi         2009/46288 E.  ,  2011/142 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18-21. maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, Akdeniz Bölge Müdürü olarak çalışan davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18-21. maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı işveren vekili, bölge müdürü olarak çalışan davacının işveren vekili olduğunu, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını, ayrıca davacının iş sözleşmesinin satış yaptığı firmaları davalı şirkete yüksek miktarlarda borçlandırarak şirketin zarara girmesine neden olduğunu haklı nedenlerle feshedildiğini savunmuştur.
    Mahkemece, Bölge Müdürü olarak çalışan davacının şirket adına tüm işlemleri yapmaya yetkili olduğu, Akdeniz bölge müdürlüğü bünyesinde çalışan tüm personelden sorumlu olduğu, işçiyi işe alma ve çıkarma yetkisi bulunduğu, görevde sorumluluklarıyla ilgili konularda karar verme ve uygulama yetkisine sahip olduğu, işveren vekili konumunda olması nedeni ile iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri herşeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
    İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin 18’nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile
    işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu işyeri işletmeye bağlı bir işyeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18’nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir. Ancak işletmeye bağlı bir işyerinde, bu işyerinin tümünü sevk ve idare eden, ayrıca işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz.
    Dosya içeriğine göre işletme düzeyinde olan davalının organizasyon şemasına göre Bölge Müdürlerinin Satış Direktörüne, Satış direktörünün Satış Müdürüne ve Satış Müdürünün de Genel Müdüre bağlı olarak çalıştığı, işletme düzeyinde Genel Müdür ve yardımcısı konumunda olmaması nedeni ile davacının işveren vekili olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı işletmeye bağlı Bölge Müdürlüğü işyerinde Bölge Müdürü olarak çalışmaktadır. İşyeri bazında işveren vekili sayılması için davacının bölgesinin tümünün sevk ve idare etmesi yanında işe alma ve işten çıkarma yetkisinin bulunması gerekir. Davacı işe alma ve çıkarma yetkisi bulunmadığını, davalı ise olduğunu belirtmiş, mahkemece davacının bölgesinde çalışanların deneme süresi içinde işe alınanların performansını değerlendirdiği dikkate alarak işveren vekili olduğu kabul edilmiştir. Bu değerlendirme yeterli değildir. Davacının işveren vekili olduğunun kabul edilmesi için bölgesini sevk ve idare etme yanında, doğrudan işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkilerinin birlikte bulunması gerekir. Mahkemece bu yönde araştırma yapılmamıştır. Davacının yeni işe alınan işçilerin işe devam edip etmemelerini belirleyen deneme süresini değerlendirme yetkisinin işe alma ve işten çıkarma olarak kabulü olanaklı olmadığından, gerçekten işe alma ve işten çıkarma yetkisinin olup olmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Olduğu takdirde şimdiki gibi aksi halde ise iş güvencesi hükümlerinden yararlandığı kabul edilerek, feshin geçerli olup olmadığı konusunda işin esasına girilerek hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi