9. Hukuk Dairesi 2009/46288 E. , 2011/142 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18-21. maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, Akdeniz Bölge Müdürü olarak çalışan davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18-21. maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, bölge müdürü olarak çalışan davacının işveren vekili olduğunu, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını, ayrıca davacının iş sözleşmesinin satış yaptığı firmaları davalı şirkete yüksek miktarlarda borçlandırarak şirketin zarara girmesine neden olduğunu haklı nedenlerle feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece, Bölge Müdürü olarak çalışan davacının şirket adına tüm işlemleri yapmaya yetkili olduğu, Akdeniz bölge müdürlüğü bünyesinde çalışan tüm personelden sorumlu olduğu, işçiyi işe alma ve çıkarma yetkisi bulunduğu, görevde sorumluluklarıyla ilgili konularda karar verme ve uygulama yetkisine sahip olduğu, işveren vekili konumunda olması nedeni ile iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri herşeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin 18’nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile
işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu işyeri işletmeye bağlı bir işyeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18’nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir. Ancak işletmeye bağlı bir işyerinde, bu işyerinin tümünü sevk ve idare eden, ayrıca işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz.
Dosya içeriğine göre işletme düzeyinde olan davalının organizasyon şemasına göre Bölge Müdürlerinin Satış Direktörüne, Satış direktörünün Satış Müdürüne ve Satış Müdürünün de Genel Müdüre bağlı olarak çalıştığı, işletme düzeyinde Genel Müdür ve yardımcısı konumunda olmaması nedeni ile davacının işveren vekili olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı işletmeye bağlı Bölge Müdürlüğü işyerinde Bölge Müdürü olarak çalışmaktadır. İşyeri bazında işveren vekili sayılması için davacının bölgesinin tümünün sevk ve idare etmesi yanında işe alma ve işten çıkarma yetkisinin bulunması gerekir. Davacı işe alma ve çıkarma yetkisi bulunmadığını, davalı ise olduğunu belirtmiş, mahkemece davacının bölgesinde çalışanların deneme süresi içinde işe alınanların performansını değerlendirdiği dikkate alarak işveren vekili olduğu kabul edilmiştir. Bu değerlendirme yeterli değildir. Davacının işveren vekili olduğunun kabul edilmesi için bölgesini sevk ve idare etme yanında, doğrudan işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkilerinin birlikte bulunması gerekir. Mahkemece bu yönde araştırma yapılmamıştır. Davacının yeni işe alınan işçilerin işe devam edip etmemelerini belirleyen deneme süresini değerlendirme yetkisinin işe alma ve işten çıkarma olarak kabulü olanaklı olmadığından, gerçekten işe alma ve işten çıkarma yetkisinin olup olmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Olduğu takdirde şimdiki gibi aksi halde ise iş güvencesi hükümlerinden yararlandığı kabul edilerek, feshin geçerli olup olmadığı konusunda işin esasına girilerek hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.