11. Hukuk Dairesi 2018/4311 E. , 2019/5772 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/03/2017 tarih ve 2016/264 E- 2017/118 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 13/06/2018 tarih ve 2018/72 E- 2018/699 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "KOÇ+ŞEKİL ve KOÇ" ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının 2014/110243 sayılı ve "KOCTİC" ibareli 35.sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun ilanı üzerine ticaret unvanı, kötüniyet, iltibas ve tanınmışlık vakalarına dayanılarak yapmış oldukları itirazın önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından haksız şekilde reddedildiğini, başvurunun tescilinin müvekkili ticaret unvanı ve markaları ile iltibasa sebebiyet verebileceğini, ayrıca müvekkilinin markalarının tanınmışlığından faydalanılmak istendiğini ileri sürerek, TPMK YİDK"nın 25.05.2016 tarih ve 2016/M-5408 sayılı kararının iptali ile davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, başvuru konusu "KOCTİC" ibaresi ile davacı markalarındaki "KOÇ" ibaresinin sescil, görsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle farklı oldukları ve karıştırılmayacağını, davacı markasının tanınmışlığının sonuca etkisinin olmadığını, başvuruda kötüniyet olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket, davaya cevap vermemiş ve herhangi bir savunmada bulunmamıştır.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının markalarının "KOÇ" ve "KOÇ+ŞEKİL" ibareli olduğu, davalının markasının ise "KOCTİC" ibareli olduğu, başvuru kapsamındaki bir kısım hizmetlerin davacının markalarında yer aldığı, ancak ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak yapılan gözlemde, başvuru konusu "KOCTİC" ibareli işaretin, biçim ve düzenleme itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak davacının "KOÇ" ibareli markaları ile benzer olmadığı, başvuru konusu ibarenin "KOC" ve "TİC" kelimelerinin birleşimiyle önceki anlamlarından tamamen arınmış yeni bir kelime olduğu, davacının markalarının kapsamındaki 35.sınıftaki ürün ve hizmetler için kullanıldığında, bu kadar uzak iki işaret arasında nasıl iltibas ve haksız yararlanma oluşacağının davacı tarafça ispat edilemediği, tanınmışlığına zarar vereceği iddiasının yerinde olmadığı, bu itibarla TPMK YİDK"nın 25.05.2016 tarih ve 2016/M-5408 sayılı kararının ve buna bağlı tescilin hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi tarafından tüm dosya kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı ..."un 35.sınıfta 2014/110243 sayılı "KOCTİC" ibareli marka tescil başvurusuna karşı davacı tarafça yapılan itirazın reddine dair TPMK YİDK"nın 25.05.2016 tarih ve 2016/M-5408 sayılı kararının iptali istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair karara yönelik olarak Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermişse de, başvuru konusu ibarenin "KOCTİC" olduğu, ortalama tüketici kitlesinin iki heceli marka başvurusunu "KOC – TİC" şeklinde algılayacağı, "TİC" ibaresinin ticaretin kısaltılması olduğu ve belirleyici olmadığı, öte yandan davacının "KOÇ" ibaresi ile davalı marka ibaresi arasında karıştırılmaya sebebiyet verecek şekilde yüksek benzerlik olduğu, tescil kapsamlarının aynı veya benzer olduğu hizmetler yönünden markalar arasında karıştırılma ihtimalinin varlığının kabulü gerekirken, İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması doğru olmayıp, hükmün bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.