Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16061
Karar No: 2018/3140
Karar Tarihi: 02.04.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/16061 Esas 2018/3140 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/16061 E.  ,  2018/3140 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Asıl ve birleşen davalar bakımından; Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davaların kısmen kabulüyle, 371.045,00TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar ile davalılardan ...ve ... vekillerince istenilmesi ve davacı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12/12/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ile davalılardan ...ve ... vekilleri Avukat ... geldiler. Davalılardan ... adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre; temyiz eden tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, asıl dava dosyası açısından davanın açılmamış sayılmasına, birleşen 2010/505 Esas sayılı dosya açısından 184.111,06 TL maddi tazminatın davalılar ... ve... "den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, birleşen 2013/114 Esas sayılı dosya açısından ise 16.934,00 TL maddi tazminatın davalılar ... ,... ve S.S. ... Konut Yapı Koop."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacı eş için 30.000,00 TL, davacı çocuklar için 15.000,00"er TL, davacılar anne ve baba için 20.000,00"er TL, davacı kardeşler için 5.000,00"er TL manevi tazminatın yine davalılar ... ,... ve S.S. ... Konut Yapı Koop."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından, davacılar murisinin 31/10/2003 tarihli iş kazasından dolayı tedavi görmekte iken 21/11/2003 tarihinde vefat ettiği, iş kazasının meydana gelişinde müteveffa sigortalının %20, davalı kooperatifin %50, davalı ..."ın %15, davalı ..."in %15 oranında kusurlu oldukları, yerel mahkemenin bir adet asıl bir de ek bilirkişi hesap raporu alarak ek bilirkişi hesap raporuna itibar ettiği, 13/11/2012 tarihli asıl hesap raporu ile ilgili olarak verilen 20/12/2012 tarihli dilekçede davacılar vekilinin "Sayın bilirkişice düzenlenen rapor gerek dosya içeriği gerekse yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile uyumlu olup hükme esas alınacak nitelikte olduğundan davalı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü tüm itirazları yersizdir." şeklinde beyanda bulunduğu, birleşen her iki dava dosyası açısından maddi tazminatlarla ilgili hüküm kurulurken hangi davacı lehine ne miktarda maddi tazminata hükmedildiğinin açıklanmayıp toplamlar üzerinden karar verildiği, birleşen 2013/114 Esas sayılı dosyanın davacılarından olan ve lehine manevi tazminata hükmedilen müteveffa sigortalının babası ... "ın 2005 yılında vefat ettiği, birleşen dosyanın dava tarihi olan 18/02/2013 tarihi itibariyle hayatta olmadığı anlaşılmaktadır.
    3-Usuli kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Somut olayda, 13/11/2012 tarihli asıl hesap raporu ile ilgili olarak verilen 20/12/2012 tarihli dilekçede davacılar vekilinin "Sayın bilirkişice düzenlenen rapor gerek dosya içeriği gerekse yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile uyumlu olup hükme esas alınacak nitelikte olduğundan davalı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü tüm itirazları yersizdir." şeklinde beyanda bulunması üzerine oluşan usuli kazanılmış hak gereğince 13/11/2012 tarihli asıl hesap raporunun hükme esas alınması gerekirken 06/02/2013 tarihli ek hesap raporuna göre karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    4-6100 sayılı HMK"nın 297/2.maddesine göre "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."
    Bu açıklamalar karşısında, her iki birleşen dava dosyasında davacılardan hangisi lehine ne miktarda maddi tazminata hükmedildiği açıklanmaksızın toplam tutarlar üzerinden maddi tazminatlara hükmedilmesi hatalıdır.
    4-Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneği olup, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekildir. Buna göre, hak ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 50. maddesinde, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, dava ehliyetine de sahip olduğu; anılan Kanunun 114. Maddesinin (d) bendinde, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmalarının dava şartı olduğu; 115. Maddesinde ise, mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilecekleri belirtilmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28. maddesine göre kişilik ölüm ile sona erer. Davacı ... 27/08/2005 tarihinde öldüğünden taraf ehliyeti sona ermiştir. Birleşen 2013/114 Esas sayılı dava ise 18/02/2013 tarihinde ölü kişi adına açılmıştır. Vekâletin ölümle sona ermesi nedeniyle (TBK. md. 513/1) davacı vekili davacıyı davada temsil edemez. Bu durumda, ölen davacıyı temsil yetkisi olmayan davacı vekili tarafından açılan davanın mirasçılar tarafından takip edilmesi de mümkün değildir. 4.5.1978 gün ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’ da aynı yöndedir.
    Açıklanan nedenlerle davacı baba ... "ın dava tarihinden önce öldüğünü dikkate alarak, adı geçen davacı açısından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, ölü davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacılar ile davalılardan ...ve ... yararına takdir edilen 1.480,00TL duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 02/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi