
Esas No: 2014/9198
Karar No: 2014/8067
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/9198 Esas 2014/8067 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, dava dışı .... Tic. Ltd. Şti. ile aralarındaki alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespiti konusunda ... Bölge Müdürlüğü müfettişleri tarafından düzenlenen raporun iptaline istemi ile dava açmıştır.
Davalı vekili, davayı açan kişi avukat olmadığından husumetten ret kararı verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davayı açan Nihat Yiğit"in davacı şirketin muhasebecisi olduğu gerekçesi ile davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Karar, Dairemizin 04.03.2013 tarih 2013/4419 esas ve 2013/4365 karar sayılı ilamıyla; davacı şirket adına muhasebecisi tarafından dava açılmıştır. Ancak ilk duruşmadan önce dava takip yetkisine sahip olan vekil, vekaletname sunmuş ve dava şartı noksanlığı giderilmiştir. Hal böyle olunca, vekalet ehliyeti noksanlığı yargılama aşamasında tamamlandığı ve davacı şirket kendisini yetkili vekil ile temsil ettirdiği halde, vekil yokmuş gibi davanın husumetten reddine karar verilmesi hatalıdır, gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada; "Kural olarak mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak yalnız baroda yazılı avukatlara aittir. Avukatlık Kanunu"na ( m.35/1 ) göre, en az üç avukat ( ve davavekili ) bulunan yerlerde, baroda yazılı avukatlar ( ve dava vekilleri ) vekil olarak dava takip etme bakımından bir tekele sahiptirler. Baroda yazılı olmayan kişiler ise, vekil sıfatıyla mahkemeye kabul olunmaz. Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 61. maddesindeki "vekil" kavramının kapsamına baroda yazılı avukat veya dava vekili girer. Bunların dışındaki kişilerin sıfat ve yetkileri ne olursa olsun, bu kapsamda değerlendirilmeleri olanaklı değildir. Öyleyse, bir kimse kendisi adına dava açmak üzere, dilediği kimseye temsil yetkisi verebilir. Yalnız temsilci olan kimse, baroda yazılı avukat ( veya şartları varsa davavekili ) niteliğine sahip değilse, Av.K. m.35/1 ile mülga 1086 sayılı Kanun"un 61 hükümleri gereğince dava açıp takip edemez. Mülga 1086 sayılı Kanun"un 61. maddesi hükmü, 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)"na alınmamış ise de, 6100 sayılı Kanun"da "Davaya Vekalet"i düzenleyen 71 ila 83. maddeleri arasındaki hükümlerin ortaya koyduğu "vekil" kavramına az yukarıda değinilen Av.K.nun 35/1.maddesi kapsamında baroda yazılı avukatın ( veya şartları varsa dava vekilinin ) gireceği aşikardır. Dolayısıyla, yukarıda açıklanan görüş, 6100 sayılı Kanun"un yürürlüğü döneminde de geçerlidir" gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, dairemizin 6352 sayılı Kanun"un 40. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla direnme bozma gerekçesine göre uygun bulunarak Dairemizin 04/03/2013 tarih, 2013/4419 esas ve 2013/4365 karar sayılı sayılı bozma ilamının ortadan kaldırarak; dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ek ikinci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 14.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.