14. Hukuk Dairesi 2020/2364 E. , 2020/8578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/10/2014 gününde verilen dilekçe ile Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/09/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 661 ada 13 parsel sayılı taşınmaz lehine davalıya ait 20 parsel aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 661 ada 20 parsel sayılı taşınmaz üzerinde fen bilirkişisinin 10/06/2013 tarihli bilirkişi raporuna ekli EK 3 başlıklı krokisinde A harfi ile turuncu renkte gösterilen 22,89 metrekarelik kısımda , 661 ada 13 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 27.05.2014 tarih ve 2014/2869 Esas, 2014/6975 Karar sayılı ilamı ile "komşuluk hukuku ilkeleri ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince bilirkişi raporunda belirlenen 4 no"lu güzergahtan geçit hakkı kurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile; 661 ada 20 nolu parsel sayılı taşınmaz üzerinde fen bilirkişisinin 10.06.2013 tarihli bilirkişi raporuna ekli EK 4 başlıklı krokisinde A harfi ile turuncu renkte gösterilen 20.76 m2"lik kısmında 661 ada 13 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 13/02/2018 tarih 2015/10988 E, 2018/1042 K sayılı ilamı ile ‘’Hüküm sonucunda 661 ada 13 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit tesisine karar verilmiş ise de tesis edilecek geçitin genişliğinin kaç metre olacağı infaza elverişli şekilde hükümde gösterilmeden infazda terededdüte neden olacak şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği’’gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile; 661 ada 20 nolu parsel sayılı taşınmaz üzerinde 661 ada 13 parsel sayılı taşınmaz lehine fen bilirkişisinin 12.03.2019 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen 20.76 m2"lik kısımda, krokide işaretli 452, 476, 2 noktaları arasında 1,5 metre, 458, 449 noktaları arası 3,70 metre genişliğinde olmak üzere geçit hakkı tesisine, geçit hakkı bedeli olarak davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan toplam 4.908,74 TL"nin talep halinde davalılara veraset ilamındaki hisseleri nispetinde ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Somut olaya gelince; mahkemece depo ettirilen 4.908,74 TL’nin geçit bedeli olarak 07.06.2013 tarihinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen 08/07/2013 tarihli rapor ile belirlendiği, keşif tarihinin üzerinden uzunca bir zaman geçmiş olduğu ve hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi gereğince uzman bilirkişilerden ek rapor alınarak karar tarihine yakın bir tarihte geçit bedeli tespit edilmeli, bu bedeli yatırması için davacı tarafa usulüne uygun süre verilmeli ve yapılacak bu araştırmaların sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,17.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir. Başkan