7. Hukuk Dairesi 2015/3128 E. , 2015/2803 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 19/09/2013
Numarası : 2012/227-2013/185
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı B.. B.. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde çöp arabasında şoför olarak çalıştığını iş akdinin emeklilik nedeniyle sona erdiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, davacının iş akdini emeklilik nedeniyle kendisinin feshettiğini, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı kalmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının emekli olması nedeniyle kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının ödenmeyen ücret ve asgari geçim indirimi alacağı olup olmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 37"nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Yasanın 32"nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Somut olayda, davacı 2009 yılı Haziran ve Temmuz aylarında fiilen çalışmalarına rağmen ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiş mahkemece fiilen çalışmanın sabit olması nedeniyle 50 gün üzerinden hesaplanan ücret alacakları hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece bu aylarda davacının fiilen çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplama yerinde ise de dosyaya sunulan ücret bordrolarının incelenmesinde; Haziran 2009 tarihinde ... Tem. Hiz. İnş. Bilg. Otomas. Tur. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. ve B.. Ş... tarafından 4 ve 5 günlük ücret tahakkuku ile, Temmuz 2009 için B.. Ş... tarafından 4 gün ücret tahakkuku yapıldığı görülmekte olup mahkemece bu bordrolar değerlendirilmemiştir.
Yapılacak iş, söz konusu ücret bordrolarında tahakkuk eden ücretlerin davacıya ödenip ödenmediğini gerek banka gerekse alt işverenlerin kayıtları incelenerek tespit etmek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Ayrıca, bilirkişi tarafından hazırlanan rapor sonrasında sunulan ücret bordroları ve banka hesap ekstrelerine göre, ödendiği anlaşılan asgari geçim indirimi alacağının mükerrer ödemeye sebep olacak şekilde ödenmesine karar verilmesi de hatalıdır.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı B.. B..na iadesine, 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.