11. Hukuk Dairesi 2018/4397 E. , 2019/5763 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 31/05/2017 tarih ve 2014/711 E- 2017/402 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 04/07/2018 tarih ve 2018/58 E- 2018/649 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Körfez Şubesindeki 14678 numaralı hesabın sahibi olduğunu, hesaba 26/06/2013 tarihinde 236.610,00 TL havale geldiğini, hesaba gelen havaleden davalı Banka Şubesinin aynı gün kredi borcunun geciken taksitlerin otomatik olarak tahsil edildiğini, ayrıca aynı hesaptan dava dışı iki adet şirketin aynı şubede bulunan hesaplarına havaleler yapıldığını, 28/06/2013 tarihinde bu kez kredi borcuna yapılan ödemelerin “işlem düzeltilmesi” adı altında geri alındığını, yine şirketlere yapılan havalelerin de iptal edilerek geri alındığını, davalılara bankaca yapılan işlemlerin düzeltilmesi konusunda ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen davalılarca kredi borcu sebebiyle hesabın kat edilerek bu konuda müvekkiline hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin hesabına gelen paranın müvekkilinin mülkiyetine geçtikten sonra, müvekkilinin izni ve talimatı olmaksızın davalıların paralar üzerinde tasarrufta bulunması ve hatta hesaba bloke koymasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kredi sözleşmesinin kat edilmesi sebebiyle kredibilitesinin düştüğünü ve ticari hayatının olumsuz etkilendiğini, bu nedenle manevi zarara uğradığını, hesapların blokeli olması sebebiyle internet bankacılığını da kullanamadıklarından hesap hareketlerini göremediklerini bu sebeple maddi zararlarının doğduğunu ileri sürerek, hesaba konulan blokenin kaldırılmasına, kredi hesabının kat edilmesi işlemlerinin usulsüz ve haksız olduğunun tespiti ile işlemleri iptali ve eski hale iadesine, manevi zarar karşılığı olarak 70.000,00 TL"nin, maddi zarar olarak fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere 1.000,00 TL"nin ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, 23/09/2014 tarihli duruşmada maddi tazminat talebini 236.610,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının bankanın kredili müşterisi olup, kredi borçlarını zamanında ödememesi sebebiyle temerrüde düşmesi nedeniyle kredi hesabının kat edildiğini, 24/06/2013 tarihinde dava dışı OMV Petrol Ofisi A.Ş. tarafından gönderilen havalenin aslen başka bir şubedeki müşterisinin hesaplarına gönderilmesi gerekirken sehven davacının ibann numarasına gönderildiğini, davacıya sehven yapılan işlem ile ilgili bilgi verildiğini, davacının talimatı üzerine kredi borcundan mahsup işlemi yapıldığını, gelen paranın davacıya ait olmadığının anlaşılması üzerine davacının hesabına gelen meblağın işlem düzeltilmesi ile geri alındığını, davacının kötü niyetli ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak dava açtığını, davacının kredi borçlarını düzenli ödeyemediği gibi hesabının da bu borçları ödemeye müsait olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı banka tarafından havalenin geri çekilmesinin Bankalar Kanununun 10-3 maddesi ile Türk Borçlar Kanunu"nun 559/2 maddesine aykırı olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan icra dosyalarından aleyhine başlatılan takiplerin bonoya ve aynı mahiyette pek çok çeke dayalı olduğu, alacak miktarının bankanın gönderene iade ettiği miktarın çok üzerinde olması nedeniyle hesabın kat edilmesinin bu sebepten ileri gelmediği, doğrudan illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 236.610,00 TL maddi tazminatın 24/06/2013 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, TBK’nın 459. maddesine göre havalenin hesap sahibinin hesabına geçtiği andan itibaren havaleye konu para üzerindeki tasarruf yetkisinin sadece hesap sahibine ait olacağı, bu durumda havaleyi gönderenin işlemin yanlışlığına dayanarak bankadan bu işlemi düzeltmesini isteyemeyeceği, davalı bankanın da üçüncü kişinin talimatına dayanarak davacı hesabından para çekmeye yetkisi bulunmadığı, davalının davacı ile aralarındaki bir sözleşme ilişkisine dayanarak bu işlemi yaptığını iddia ve kanıtlamadığı gerekçeleri ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TBK’nın 555.maddesi uyarınca “Havale, havale edenin, kendi hesabına, para, kıymetli evrak ya da diğer bir misli eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini; bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlemdir”. HGK’nın 20.04.2016 tarih ve 2016/269-529 sayılı kararı uyarınca da, havale, nitelik olarak bir borcun ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur.
Somut olayda, 24.06.2013 tarihli ve 236.690,77 TL bedelli havale talimatının havale göndericisi dava dışı OMV AŞ. tarafından, Türkiye İşbankası Maslak şubesi üzerinden, Taylan Tayfun Başlangıç isimli şahsa gönderildiğinin açık olduğu, ancak iban numarasının bu kişiye değil, yine OMV’nin bir başka müşterisi olan bu dosya davacısına ait olması nedeniyle havale bedelinin davalı ... nezdindeki hesabına gönderildiği, kendisi de OMV AŞ’nin bir müşterisi olan davacının anılan firmadan bu nitelikte her hangi bir alacağının bulunmadığı, davalı Bankanın hatanın kendisinde bildirilmesi üzerine, davacı hesabından davalı Bankanın kendi alacaklarının mahsubuna ilişkin işlemler ile virman işlemlerini eski haline döndürdüğü anlaşılmaktadır. Davacı ile parayı gönderen OMV arasında gerçek bir havale ilişkisi bulunmadığı aşikar olup, OMV tarafından verilen havale talimatı sırasında irade sakatlığı nedeniyle, maddi hata sonucu davalının hesabına aktarılan bedel üzerinde davacının her hangi bir hakkının bulunmadığı ve davalı Bankanın halen nezdindeki davacı hesabında bulunan paraya bloke koyarak bu bedeli tekrar dava dışı ve hatayı yapan OMV’nin İşbankası hesabına iade etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının banka hesabına bloke konulması ve hesap hareketlerinin önlenmesi nedeniyle bir zarara uğradığını da ispat edemediği halde Mahkemece davanın reddi yerine davanın kabulüne, Bölge Adliye Mahkemesince de davalı Bankanın isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün anılan nedenlerle davalı Banka yararına bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.