Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15762
Karar No: 2018/3124
Karar Tarihi: 02.04.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/15762 Esas 2018/3124 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/15762 E.  ,  2018/3124 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davacı, feri müdahil Kurum vekillerince ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı işverenin tüm, davalı Kurumun ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının 01.01.2005-04.10.2006 ve 01.10.2009-12.10.2010 tarihleri arasında davalı işveren ait işyerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile "01/10/2009-31/12/2009 tarihleri arasında 90 gün ve günlüğü 23,10 TL; 01/01/2010-30/06/2010 tarihleri arasında 180 gün ve günlüğü 24,30 TL; 12/10/2010-31/12/2010 tarihleri arasında 78 gün ve günlüğü 25,35 TL olarak 12701605002 kimlik numaralı davacı ... " in davalıya ait 243210101003764103901-59 sicilli işyerinde hizmet akdine dayalı olarak asgari ücret karşılığında sigortalı olarak çalıştığının TESPİTİNE, bu çalışmanın diğer hizmetleri ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin hizmet süresinin tespiti talebinin REDDİNE" karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır." hükmünü içermektedir. Madde hükmünden yazılı hak düşürücü sürenin, yönetmelikte belirtilen belgeleri işveren tarafından Kuruma verilmeyen sigortalıları kapsamakta olduğu, işe giriş bildirgesi verilmiş sigortalılar yönünden hak düşürücü sürenin işlemeyeceği anlaşılmaktadır. Yargıtay HGK"nun 03.03.2004 tarih 2004/21-139 Esas-117 Karar ve 05.02.2003 tarih 2003/10-7 Esas-53 Karar sayılı ilamları da bu yönlere işaret etmektedir.
    İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu ve diğerleri şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
    Kesintili çalışmanın varlığı halinde ise, kesintinin öncesi ve sonrasında oluşacak her çalışma devresi için dava koşullarının varlığı yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak belirlenecektir.
    Somut olayda, davalı işveren tarafından davacının 04.10.2006-31.03.2009 ve 12.10.2010-30.11.2014 tarihleri arasındaki çalışmalarının davalı Kuruma bildirildiği, davacının bir dönem işten ayrıldığını ama bildirimi yapılan tarihlerden daha önce çalışmaya başladığını beyanla hizmet tespiti talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece zaten bildirimi yapılan 12.10.2010 tarihinden sonraki hizmet süresinin yeniden tespitine karar verilmesi yerinde değildir. Bunun yanı sıra davacının 01.01.2005-04.10.2006 tarihleri arasındaki taleplerinin hak düşürücü süreye uğradığından bahisle reddine karar verilmesi de hatalı olmuştur. Zira davacının davalı işyerinden ilk olarak 04.10.2006 tarihinden itibaren hizmetinin bildirilmeye başlandığı, bu tarihte işe giriş bildirgesinin verildiği ve davacının hiç bir kesintiye uğramadan işe giriş bildirgesinden önceki çalışmasının tespitini istediği anlaşılmaktadır. Davacının işe giriş bildirgesinin verildiği tarihten önceki çalışmalarının bildirgenin verildiği tarihi de kapsar şekilde kesintisiz devam etmesi halinde, işe giriş bildirgesinin verildiği tarihin öncesindeki çalışma bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
    Yapılacak iş, hak düşürücü süreye uğradığından bahisle reddine karar verilen dönem bakımından işin esasına girilerek, çalışmanın kesintisiz devam ettiğinin ortaya çıkması halinde hak düşürücü sürenin geçmeyeceğini göz önünde bulundurarak, anılan çalışmanın (31.03.2009 tarihine kadar) blok halinde gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmak, bunun için ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmemesi halinde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Kabule göre de, davanın 6552 sayılı Yasa"nın yürürlük tarihinden sonra açıldığı ve Kurumun fer"i müdahil olduğu göz önünde bulundurulmadan vekalet ücreti ve yargılama giderleri bakımından hüküm kurulmuş olması hatalıdır.
    O halde davalı Kurumun ve davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 02/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi