21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16290 Karar No: 2018/3117 Karar Tarihi: 02.04.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/16290 Esas 2018/3117 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/16290 E. , 2018/3117 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan Kurum ile ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 1985 – 1991 yılları arasında geçen ve davalı Kurum"a eksik bildirilen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın davalı Kurum ve...İnşaat Ltd. Şti yönünden kısmen kabulü ile; davacının davalı ... İnşaat Limitet Şirketi"nde 01.06.1989 – 10.11.1991 tarihleri arasında Aralık, Ocak ve Şubat aylarına denk gelen 3 aylık ( 90 günlük ) dönemler hariç, asgari ücretle tam ay ( 30 gün) üzerinden çalıştığının, davacının davalı işyerinde çalıştığı 01.06.1989 – 10.11.1991 dönemine denk gelen çalışmadığı ayların 1989 yılı Aralık, 1990 yılı Ocak, Şubat, Aralık ile 1991 yılı Ocak ve Şubat ayları olmak üzere toplamda 180 gün olduğunun, davacının davalı işyerindeki çalışmalarından davalı Kurum"a bildirilen günlerinin; 01.06.1989 – 31.12.1989 döneminde 23 gün, 01.09.1990 – 20.11.1990 döneminde 63 gün olmak üzere toplamda 86 gün olduğunun tespitine, davacının davalı Kurum"a bildirilen çalışmalarının dışlanmasına, davanın ..., ... yönünden husumetten reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 297. ve 298. maddelerine göre; Yasa"nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ve o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur. Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar ( hüküm sonucu ) esas karar olup sonradan yazılan gerekçeli kararın hüküm sonucu ve gerekçe bölümünün bu karara aykırı olmaması gerekir. Somut olayda ise; mahkeme kararının gerekçesi ile hüküm fıkrasındaki hizmet sürelerine ilişkin tespitin hem davacının mevsimlik çalışan olup olmadığı yönünden çeliştiği, hem de tespitine karar verilen çalışma süreleri yönünden çelişki bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, temyiz eden davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."ne iadesine 02.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.