11. Hukuk Dairesi 2018/4295 E. , 2019/5758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/12/2016 tarih ve 2015/154 E. - 2016/257 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi"nce verilen 24/05/2018 tarih ve 2017/1727 E. - 2018/1252 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 184253 sayılı “İNCİ” markasının 29. sınıftaki zeytin emtiası ile müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının ise “İNCİ DAMLASI” isimli markasını 2013/20074 sayısı ile yine 29. sınıftaki emtialar için tescil ettirdiğini, davalının markasında davacı şirket markasının esas unsurunun aynen yer alması, şekil unsuru olarak da zeytin ve zeytin yaprağı figürlerinin kullanılmasının tüketici nezdinde ilişkilendirilme ve karıştırılmaya yol açacağını, taraf markalarının aynı/aynı tür ve benzer mal/hizmetleri kapsadığını, iltibas tehlikesinin kaçınılmaz olduğunu, 556 sayılı KHK 8. maddesindeki tescil engellerinin ve 42. maddesindeki hükümsüzlük nedenlerinin oluştuğunu ileri sürerek davalının markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiş, ön inceleme duruşmasından önce verdiği 24/06/2016 tarihli dilekçe ile talebini daraltmak suretiyle dava konusu markanın “zeytin ve zeytin ezmeleri için” hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, markasının görsel ve işitsel açıdan davacının markasından farklı olduğunu, davacının daha önce de tescil aşamasında itirazda bulunduğunu, ancak itirazlarının nihai olarak YİDK’in 13/08/2014 tarih 2014-M-12388 sayılı kararı ile reddedildiğini, markaların tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin olmadığını, müvekkilinin markasının 29. sınıf emtiaların tamamında tescilli olduğunu, davacının markasının ise 29. sınıfta zeytin emtiası için tescilli olup 29. sınıfın tamamı için hükümsüzlük talep edemeyeceğini, bu nedenle davacının talebinin kötü niyetli olduğunu, ayrıca TPMK nezdinde “İNCİ” ibareli 29. sınıfta tescilli birçok marka olduğunu, bu nedenle “İNCİ” ibaresinin kullanım hakkının tek başına davacıya bırakılamayacağını, müvekkilinin markasının grafik tasarım değerine sahip olup 5846 sayılı FSEK kapsamında tasarım olarak korunduğunu, müvekkilinin başvurusunda iyi niyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, gerek telaffuzda gerekse görsellikle yapılan karşılaştırmada davalı markası ile davacı markasının karıştırılmayacağı, davalı markasındaki “DAMLASI+ŞEKİL” in davacı markasından davalı markasını ayırt etmeye yeterli olduğu, dolayısıyla orta düzeydeki halk kitlesinden oluşan tüketicilerin markaları karıştırmayacağı, bu halde de 556 sayılı KHK nın 42/1-b ve 8 /1-b maddesinde belirtilen hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin de katıldığı ve zaptını imzaladığı 28.06.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında, uyuşmazlık konusunun belirlendiği, bu tespitin davalı vekili tarafından da benimsenerek imzalandığı, 6100 sayılı HMK"nun 140/3 maddesi gereğince mahkemece tahkikatın ön inceleme duruşmasında taraf vekillerince de imzalanan tutanak esas alınmak suretiyle yürütüldüğü, dolayısıyla mahkemenin buna göre bir değerlendirme yapmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, “İNCİ” ibraesinin tescil kapsamındaki zeytin ürünü bakımından tanımlayıcı veya nitelik belirtici olmayıp tasviri olmadığı gibi davacının markasının tescil tarihinin eskiliği nedeniyle de piyasada belli bir ayırt edicilik kazandığı, davalı markasında davacının “İNCİ” markasına belirsiz bir şekil ve "DAMLASI" sözcüğü eklenerek “İNCİ DAMLASI +ŞEKİL” şeklinde tescil edildiği, “DAMLA” ibaresinin tanımlayıcı olup “İNCİ” ibaresi ile irtibatlı anlam ifade ettiğinden davalı markasının baskın unsurunun “İNCİ” ibaresi olduğu, başkasına ait markaların ilave eklerle tescili veya kullanımlarının ancak karıştırma riskini ortadan kaldıracak şekilde markanın kompozisyon içinde erimesiyle mümkün olacağı, her iki markanın ayırt edici unsuru “İNCİ” olduğundan ve davalı markası kapsamında zeytin, zeytin ezmeleri ürünleride bulunduğundan bu ürünler bakımından tüketicinin davalı markasıyla karşılaştığında daha önce piyasada bildiği davacı markasını bütün unsurlarıyla değil baskın “İNCİ” unsuruyla hatırlayacağı, bu unsurdan oluşan davalı markasını davacı markasının yeni bir versiyonu veya serisi olarak düşüneceği, tüketicinin markaların orijinini karıştırma riski bulunduğu gerekçeleri ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddine, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile İstanbul (Kapatılan) 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 15.12.2016 tarih ve 2015/154 E., 2016/257 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davalı adına tescilli 2013/20074 no"lu "İNCİ DAMLASI+ŞEKİL" markasının zeytin ve zeytin ezmesi emtiası yönünden hükümsüzlüğüne, bu emtianın tescil kapsamından çıkarılmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.