![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2021/4780
Karar No: 2021/12596
Karar Tarihi: 16.11.2021
Danıştay 6. Daire 2021/4780 Esas 2021/12596 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/4780
Karar No : 2021/12596
KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
BULUNAN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın bozulmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 03/12/2020 tarih ve E:2020/1382, K:2020/12083 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Samsun ili, Atakum ilçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların uygulama imar planında "güzel sanatlar lisesi alanı" olarak ayrılmasına rağmen kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 202.057,00-TL(ıslah edilmiş haliyle) maddi tazminatın faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:… İdare Mahkemesince; davanın kabulü yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 09/03/2017 tarih ve E:2016/13883, K:2017/1611 sayılı kararıyla bozulması üzerine, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 14/11/2018 tarih ve E:2017/4639, K:2018/9250 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Tarafların temyiz başvuruları üzerine Danıştay Altıncı Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule aykırı bulunmuş ve kararın bozulmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Davalı idare vekili tarafından, taşınmaza fiilen el atılmadığı, ortada mevcut bir zarar bulunmadığı, davanın reddi gerektiği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…'NUN DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin 03/12/2020 tarih ve E:2020/1382, K:2020/12083 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Samsun ili, Atakum ilçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların uygulama imar planında "güzel sanatlar lisesi alanı" olarak ayrılmasına rağmen kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 202.057,00-TL (ıslah edilmiş haliyle) maddi tazminatın faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinde; 15. madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulunca, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın; a) Cins ve nevini, b) Yüzölçümünü, c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini, d) Varsa vergi beyanını, e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini, g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini, h) Yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını, ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri, esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerininin tespit edileceği belirtilmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın ve Dairemizin E:2020/11166, E:2021/6486 sayılı dosyalarının ( diğer hissedarlar tarafından açılan davalara ilişkin olarak) UYAP kayıtları ile birlikte incelenmesinden: Davacının hissedarı olduğu Samsun İli, Atakum İlçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel nolu taşınmazların Samsun Belediye Meclisi'nin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen imar planında "Lise alanı" olarak belirlendiği, sonrasında ilgili parsellerin de bulunduğu alanın "Anadolu Güzel Sanatlar Okulu" kullanımına dönüştürülmesine yönelik imar planı değişikliğinin Atakum Belediye Meclisi'nin … tarih ve .. sayılı kararı ile onaylandığı, taşınmazın uygulama imar planında umumi hizmet (Anadolu Güzel Sanatlar Okulu) alanı olarak ayrılmasının üzerinden uzun bir süre geçmesine karşın kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı, Mahkemesince uyuşmazlığın çözümü amacıyla dosyasında daha önce (E:… sayılı) yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda; "dava konusu … Mahallesi … ada, … parsel sayılı 16.768,59 m² lik taşınmazın özellikleri ve yakın mesafe konut kullanımına ayrılmış özel amaçlı satılık bazı taşınmazların keşif tarihi itibariyle emsallerinin alım satım rayiçleri üstün ve eksik yönleri belirtilerek yaplın mukayeseleri, TÜİK toptan eşya fiyat endeksi de göz önünde bulundurularak dava konusu taşınmazın güncel metrekare değerinin 1.475,00-TL/m2 olabileceğinin tespit ve takdir edildiği, buna göre arsanın tamamının güncel bedelinin 16.768,59 m² X 1.475,00-TL=24.733.670,00-TL, TÜİK toptan eşya fiyat endeksi de dikkate alınarak dava tarihi olan Şubat 2015 tarihi itibariyle değerinin 23.617.187,00,00-TL olarak belirlendiği, taşınmazın toplam değerine ilişkin tutardan taşınmazda hissedar olan davacının 11300/1676859 oranındaki hissesine isabet eden (dava tarihi itibariyle değeri) tutarın 159.152,00-TL; 4 parsel sayılı 14.580,48 m² lik taşınmazın özellikleri ve yakın mesafe konut kullanımına ayrılmış özel amaçlı satılık bazı taşınmazların keşif tarihi itibariyle emsallerinin alım satım rayiçleri üstün ve eksik yönleri belirtilerek yaplın mukayeseleri, TÜİK toptan eşya fiyat endeksi de göz önünde bulundurularak dava konusu taşınmazın güncel metrekare değerinin 1.3475,00-TL/m2 olabileceğinin tespit ve takdir edildiği, buna göre arsanın tamamının güncel bedelinin 14.580,48 m² X 1.375,00-TL=19.173.331,00-TL, TÜİK toptan eşya fiyat endeksi de dikkate alınarak dava tarihi olan Şubat 2015 tarihi itibariyle değerinin 18.307.920,00-TL olarak belirlendiği, taşınmazın toplam değerine ilişkin tutardan taşınmazda hissedar olan davacının 1139/486016 oranındaki hissesine isabet eden (dava tarihi itibariyle değeri) tutarın 42.905,00-TL, olduğu görüş ve değerlendirmelerine yer verilmesi üzerine İdare Mahkemesince, davacının tazminat isteminin kabulü ile toplam 202.057,00-TL'nin 3.000,00TL'lik kısmının dava açma tarihi olan 09.02.2015 tarihinden, 199.057,00-TL'lik kısmının ise ıslah tarihi olan 22.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, dava konusu … ada,… parsel sayılı taşınmazın diğer hissedarı tarafından açılan başka bir davada ise, (… İdare Mahkemesinin … tarih, E:…, K:… sayılı kararı) dosya üzerinden alınan ek bilirkişi raporunda, Atakum Belediye Başkanlığının 29/01/2021 tarihli yazısındaki dava konusu parselin 1168 m²'sinin yola isabet ettiği, 374 m²'sinin ise yola ihdas edilmesi gerektiğinin belirtiği, buna göre yola ihdası gereken alanlar, parselin toplam alanından düşüldükten sonra, … ada, … parsel sayılı 14.580,48 m² yüzölçümlü arsa vasfındaki taşınmazın tapu alanından 1168 m² yola terk edilecek alan çıkarılıp, 374 m² yoldan ihdası gereken alan eklenmek suretiyle bulunan hesap alanı (14.580,48 m² - 1.168,00 m² + 374,00 m² = 13.786,48 m²) üzerinden hesaplama yapılarak bedelin belirlendiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince, dosya kapsamında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, davacıların hissedarı olduğu … ada, … parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün toplam 14.580,48 m² olarak değerlendirildiği, yola terk ve yoldan ihdasa ilişkin herhangi bir tespit ve değerlendirmeye yer verilmediği, ayrıca, her ne kadar aralarında gayrimenkul değerleme uzmanı olan bilirkişi kurulu tarafından değer tespiti yapılmış ise de; bilirkişiler tarafından dava konusu taşınmazın çevresinin imar durum özellikleri dikkate alınarak, uyuşmazlığa konu taşınmaza yakın mesafede, eş değer özellikleri olan ve mümkün olduğunca dava tarihine yakın tarihli satışı gerçekleşmiş ve satış bedeli belirli olan somut bir emsale göre değer tespitinin yapılmadığı, faizin de dava tarihi olan 26.12.2014 tarihinden işletilmesi gerekirken dilekçe ret kararından sonra davanın yenilenme tarihi olan 09.02.2015 tarihinden sonra işletildiği görülmüştür.
Öte yandan, Mahkemece de hükmedildiği üzere, hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerekmektedir.
Bununla birlikte dosyanın incelenmesinden, dava sırasında davalı idare tarafından davacıya ödeme yapılmış olduğu ancak davacı adına olan tapunun davalı idareye devrinin yapılıp yapılmadığına ilişkin dosyada belge olmadığı görülmüştür. Davacıya ait tapunun davalı idareye devredildiğinin tespit edilmesi durumunda bu durum göz önüne alınarak karar verileceği tabiidir.
Bu nedenlerle temyize konu Mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Davacı vekili tarafından İdare Mahkemesi kararı yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiş ise de, mahkeme kararı esas itibariyle bozulmuş olduğundan ve bozma kararı üzerine verilecek kararda bu husus hakkında yeniden değerlendirme yapılacağından bu aşamada ayrıca hüküm kurulmamıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 16/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X):
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır.
İlgili idarelerin hareketsiz kalarak İmar Kanununda öngörülen sürede kamulaştırma yoluna gitmemek suretiyle taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlanması idari işlem ve eylem niteliğinde olup bu işlemin iptali ve bu işlem ve eylemden doğan zararın tazmini idari yargıda açılacak iptal ve tazminat davasının konusunu oluşturur. Bir başka ifade ile, hukuki el koyma kavramı yerine, daha doğru bir tanımlama ile "taşınmazın kamulaştırılmaması" suretiyle tasarruf hakkının kısıtlanmasına ilişkin davalar, idari yargıda açılacak iptal ve tam yargı davasının konusudur. İmar Kanununun 10. maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin sonunda kamulaştırmama işlemi iptal davasının; idarenin hareketsiz kalması nedeniyle 5 yıllık sürenin bitiminden kamulaştırma tarihine ya da mülkiyetin idareye geçtiği tarihe kadar varsa uğranılan zararın tazmini ise idari yargıda açılan tazminat davasının konusudur. Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer.
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez.
El atmanın önlenmesi davası ile, mülkiyet hakkına yapılan fiili müdahalenin giderilmesi amaçlanmakta iken kamulaştırmama işlemine karşı açılan iptal davasında ise tam tersine idarenin kamulaştırma bedelini ödemek suretiyle taşınmaz mülkiyetini üzerine alması sağlanmaya çalışılmaktadır. İdarenin hukuka aykırı işleminin iptal edilmesi sonucunda kamulaştırma işlemi gerçekleştirileceğinden, kamulaştırma yükümü altında olan idare tarafından bedel tespiti ve tescil için açılacak dava ise iptal davasının dolayısı ile kamulaştırma işleminin sonucu ve tamamlayıcısıdır.
Buna göre, imar planında kamu alanında kalan taşınmazlar için süresinde kamulaştırma yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanmış olduğu, bu nedenle mülkiyetin bedele dönüştürülmesi suretiyle tazminat verilmesi istemiyle açılan davalar, esasen idarenin kamulaştırmama ya da parselasyon yapmama yolundaki olumsuz idari işleminin iptali yoluyla taşınmaz bedelinin ödenmesine ilişkin davalardır. İdarenin taşınmazı kamulaştırmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanması durumunda, kişinin bu işlem nedeniyle taşınmazının değerini talep edebilmesi için öncelikle kamulaştırmama işleminin iptalini sağlaması, bunun yasal sonucu olarak da mülkiyetin bedele çevrilmesini talep etmesi gerekmektedir. Zira, imar planının uygulanması nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, idarenin imar kanunundaki hükümlere uygun hareket edip etmediği ve kamulaştırma kanunu hükümleri uyarınca kamulaştırma işleminin tesisinin zorunlu olup olmadığı ve bu işlemin hangi idare yada idarelerce gerçekleştirileceğinin tespiti ancak bu konuda açılacak iptal davası ile açıklığa kavuşturulabilecektir. Bedel tespiti ve tescili ise ancak kamulaştırma işleminin gerekliliği ve kamulaştırmayı yapacak idarenin tespitinden sonra kamulaştırma sürecinin bir parçası, tamamlayıcısı niteliğindedir. Nitekim, Kamulaştırma Kanunundaki düzenleme de bu şekilde olup kamulaştırma işleminin uygulanması, gerçekleştirilmesi amacıyla açılan bedel tespit ve tescil davası idarenin taşınmaz mülkiyetini üzerine almasını temine yöneliktir.
3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuat yönünden yapılacak değerlendirme sonrasında, tasarruf hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle idarenin kamulaştırmama işleminin iptaline karar verilmesi halinde, iptal hükmü gereği taşınmazın değerinin belirlenmesi ve taşınmaz malikine ödenmesi için kamulaştırma kanunundaki sürecin işletilerek idarenin işlem yapması, bu kapsamda asliye hukuk mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması sonucunu da doğuracağından, iptal kararından sonra mülkiyetin bedele dönüştürülmesine ilişkin tazminat istemi hakkında ayrıca inceleme yapılarak karar verilmesine gerek yoktur. Bir başka ifade ile, iptal kararının uygulanması bağlamında idarece kamulaştırma kanununa göre gerekli işlemler başlatılacak olup, ihtiyaç duyulması halinde taşınmazın aynına ilişkin ve tescil sonucunu doğuracak olan bedele ilişkin uyuşmazlık iptal kararının sonucu olarak adli yargı yerinde çözümlenecektir.
Bu durumda taşınmazdaki mülkiyet hakkının imar planı nedeniyle süresi belirsiz zaman diliminde kısıtlanması halinde idari yargıda sadece kamulaştırmama işleminin hukuka uygunluğu incelenerek kısıtlılık durumunun mevcut olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılarak, kamulaştırma yapılmaması yolundaki olumsuz idari işlem hakkında karar verilmesi; mülkiyetin bedele dönüştürülmesi istemiyle tescil sonucunu doğuracak tazminat taleplerine yönelik ise, ortada idari yargı yetkisi kapsamında incelenecek bir tazminat davasının bulunmaması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirttiğimiz gerekçeyle bozulması gerektiği oyuyla Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.