![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2020/699
Karar No: 2021/5340
Karar Tarihi: 16.11.2021
Danıştay 8. Daire 2020/699 Esas 2021/5340 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/699
Karar No : 2021/5340
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı'nda avukat olarak istihdam edilen davacının belirsiz süreli iş akdinin, 21/03/2018 tarihinden itibaren İstanbul Ticaret Odası nezdinde parmak izli giriş-çıkış sistemine geçilmesine rağmen, parmak izi vermeyerek 23/03/2018 ve 26/03/2018 tarihlerinde işyerine giriş yapmadığından bahisle, 5174 sayılı Kanun'un 20. maddesine istinaden Yönetim Kuruluna ait olan "iş sözleşmesini feshetmek" yetkisinin Yönetim Kurulu Başkanına devredilmesi kararı çerçevesinde, Yönetim Kurulu Başkanı tarafından, tabi olduğu 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (II) numaralı bendi kapsamında feshedilmesine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 5174 sayılı kanunun 73. maddesi gereğince, davacının İş Kanununa tabi olarak istihdam edildiği ve iş akdinin feshine de yine İş Kanunu hükümleri çerçevesinde karar verildiği görülmekte ise de; iş sözleşmesinin feshine dayanak işlemin idarenin, idare hizmet binalarına personel giriş-çıkışlarına parmak izi okutma sistemiyle gerçekleştirilmesi yönünde alınan karara uymayarak ve parmak izi okutma sistemini kullanmayan davacının hizmet binasına girmediğinden sebeple, işverene karşı yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle feshedildiği, ancak davacının iki gün süreyle devamsızlık yapmasının davalı idarece alınan idari mahiyetteki işlemden kaynaklandığı, dolayısıyla iş sözleşmesinin feshinin İdare Hukuku ilkeleri gereğince irdelenmesi gerektiği, öte yandan, davalı idarece, idareye ait hizmet binalarına personel giriş çıkışlarının parmak izi okuma sistemiyle gerçekleştirilmesine dayanak işlemine karşı, yine Mahkemenin … esasına kayden açılan davada, 11.03.2019 günlü karar ile, personelin parmak izi okutma sistemini kullanarak giriş-çıkış yapmasını zorunlu kılan dayanak işlemin hukuka aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verildiği, bu durumda; davalı idarenin … gün … sayılı Yönetim Kurulu kararıyla alınan ve 21/03/2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan, idare hizmet binalarına personel giriş-çıkışının parmak izi okutma sistemi kullanılarak yapılacağına dair kararın, söz konusu sistemin özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğinden bahisle davacı tarafından sistemin kullanılarak idare hizmet binalarına girişin reddedilmesi ve personel kartıyla girişinin ise idare elemanlarınca engellenerek binaya alınmaması üzerine, mesaiye gelmediğine dair hakkında tutulan tutanaklara istinaden iş sözleşmesine aykırı davrandığından bahisle iş akdinin feshedilmesine ilişkin işbu davaya konu işlemde, davacının iş akdinin gereğini yapamamasının kendi inisiyatifiyle gerçekleştirdiği eylemlerden kaynaklanmadığı, hukuka aykırı olduğu Mahkeme kararıyla sabit olan idarenin işlemine ilişkin uygulamadan kaynaklandığı, dolayısıyla davacıya atfedilebilecek herhangi bir kusurlu eyleminin bulunmadığı gibi, mevcut durumun İş Kanunu'nda yer alan işçinin sorumluluklarına, işverene karşı yükümlülüklerine aykırı eylemler kapsamında değerlendirilemeyeceği açık olduğundan, davacının iş akdinin feshine ilişkin işlemin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile kamu kurumu niteliği taşıyan davalı idare personelinin tabi olduğu statünün İş Kanunu olarak belirlendiği, kanunla kurulmuş bir kurum olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na bağlı olan idarenin her işleminin idari işlem olarak kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, 5174 sayılı Kanun'un 73. maddesi uyarınca 2004 yılından sonra göreve başlayan çalışanların, ceza hukuku bağlamında kamu personeli sayılmaları dışında, 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi olduklarının hükme bağlandığı, bu çerçevede çalışanları ile İş Kanununa tabi ilişki kuran idarenin personeli ile ilgili tüm kararlarının idari yargının denetimine tabi tutulmasının hatalı ve kanuna aykırı olacağı, kaldı ki, İdare Mahkemesince davacının İş Kanunu hükümlerine göre istihdam edildiği ve iş akdinin de bu çerçevede sonlandırıldığı tespitinin yapıldığı, davacının İdare Mahkemesi ile birlikte İş Mahkemesinde de dava açtığı, … İş Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacının işe iadesine karar verildiği, işe iade kararının ardından İdare Mahkemesince işbu davanın yürütülmesinde davacının menfaatinin bulunmadığı dikkate alınmaksızın tesis edilen kararın İdari Yargılama Usulü Kanununa aykırı olduğu, davacı ile aynı konum ve statüde olan dava dışı eski personel İbrahim Halil Kızılelma tarafından aynı sebeple İdare Mahkemesinde açılan davada, uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olması sebebiyle görev yönünden red kararı verildiği, bu karar karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise reddine karar verildiği, davacının iş akdinin haklı gerekçe ile sonlandırıldığı, parmak izli giriş çıkış sisteminin hukuka aykırı olduğu belirtilmekle birlikte, sözkonusu sisteme ilişkin süreçte Anayasa Mahkemesi kararları ile 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na uygun davranıldığı belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesince verilen ret kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı'nda İş Kanunu çerçevesinde avukat olarak istihdam edilen davacı tarafından, İstanbul Ticaret Odası'nın … gün … sayılı Yönetim Kurulu kararına istinaden, 21/03/2018 tarihinden itibaren parmak izli giriş-çıkış sistemine geçilmesinin akabinde, davacının parmak izi vermeyerek 23/03/2018 ve 26/03/2018 tarihlerinde işyerine giriş yapmadığından bahisle, 5174 sayılı Kanun'un 20. maddesine istinaden Yönetim Kuruluna ait olan "iş sözleşmesini feshetmek" yetkisinin Yönetim Kurulu Başkanına devredilmesi kararı kapsamında, belirsiz süreli iş akdinin Yönetim Kurulu Başkanı'nın 4857 sayılı İş Kanun'unun 25. maddesinin (II) numaralı bendi kapsamında … tarih ve … sayılı işlem ile feshedilmesi üzerine bakılmakta olan işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
01.06.2004 tarihli ve 25479 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun "Odalar" başlıklı 4. maddesinde: "Odalar; üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslekî disiplin, ahlâk ve dayanışmayı korumak ve bu Kanun'da yazılı hizmetler ile mevzuatla odalara verilen görevleri yerine getirmek amacıyla kurulan, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.”; “Oda, borsa ve birlik personeli” başlıklı 73. maddesinde: "Oda, borsa, Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilenler bu Kanun'da yer alan hükümler dışında 4857 sayılı İş Kanunu'na tâbidir."; Geçici 3. maddesinde, “Bu Kanun'da öngörülen yönetmelikler, bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yürürlüğe konulur. Bu yönetmelikler yürürlüğe konuluncaya kadar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan tüzük ve yönetmeliklerin, bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.”; Geçici 12. maddesinde: “Bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihte oda, borsa, Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilmekte olanların, mevcut statülerine göre istihdam edilmelerine devam olunur.”, hükmüne yer verilmiş; aynı Kanun'un 103. maddesi ile 08.03.1950 tarihli ve 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere; kuruluş amaçları kamu yararı, faaliyet konuları ise kamu hizmeti olup, özel hukuk tüzel kişilerine nazaran üstün ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahip olan ve tek taraflı işlemlerle yeni hukuki durum yarattıkları için personeli de kamu hukukuna tabi olan oda, borsa ve birliklerin 5590 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu dönemde kamu hizmeti görmek amacıyla personeliyle aralarında yaptıkları ve yenilenerek devam eden sözleşmeler idari sözleşmeler niteliğinde olduğundan, bu sözleşmelere ilişkin uyuşmazlıkların görüm ve çözüm yerinin de idari yargı yeri olduğu kuşkusuzdur. 01.06.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5174 sayılı Kanun'un 73. maddesinde, oda, borsa, birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilenlerin Kanun'da yer alan hükümler dışında 4857 sayılı İş Kanunu'na tâbi olacakları düzenlendiğinden; Kanun'un yürürlük tarihi olan 01.06.2004 tarihinden sonra istihdam edilmiş olanların ise 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi olacakları ve iş ilişkisinden kaynaklı uyuşmazlıkların görüm ve çözüm yerinin ise adli yargı yeri olduğu açıktır.
Olayda, davacının işe girdiği 10/02/2014 tarihinden dava konusu işlemin tesis edildiği 30/03/2018 tarihine kadar davalı idare bünyesinde belirsiz süreli hizmet akdi ile 5174 sayılı Kanun'un 73. maddesi uyarınca 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine tabi olarak çalıştığı, İdare Mahkemesince de davacının İş Kanunu hükümlerine göre istihdam edildiği tespitine yer verildiği, davacı tarafından .. İş Mahkemesinde işe iade istemi ile açılan davada … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile davacının işe iadesine karar verildiği görülmektedir.
Bu çerçevede, davacının 5174 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 2014 yılından beri davalı idare bünyesinde 4857 sayılı İş Kanununa tabi olarak görev yaptığı, 5174 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.06.2004 tarihinden önce ticaret odasında herhangi bir hizmetinin bulunmadığı, bu kapsamda anılan Kanunun Geçici 12. maddesinde düzenlenen statü hukukuna tabi olmadığı anlaşılan davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin yargısal denetiminin de adli yargı yerlerince yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan nedenlerle idari yargının görev alanında olmayan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğundan uyuşmazlığın esasına ilişkin olarak verilen Mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.