21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16447 Karar No: 2018/3099 Karar Tarihi: 02.04.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/16447 Esas 2018/3099 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/16447 E. , 2018/3099 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 17/07/2015-17/10/2015 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davacının, davalıya ait işyerinde 17.07.2015 – 17.10.2015 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalıya ait işyerinde döner ustası olarak çalıştığını beyan eden davacı adına davalı işveren tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum"a bildirilen çalışma bulunmadığı, mahkemece davalıya ait işyerinin 5510 sayılı Yasa kapsamında olup olmadığının araştırılmadığı, davalı Kurum"dan dönem bordrolarının ve davalı işverenden de davacının şahsi sicil dosyası ile ücret bordrolarının istenilmediği, komşu işyeri tanıklarının tespit edilmediği, sadece davacı tanıklarının beyanları esas alınarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların Kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi ile halen 5510 sayılı Yasa"nın 86. maddesi olan bu tür davalarda; öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli ve dinlenilen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bordro tanıkları ya da komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 03.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578 ve 01.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Somut olayda ise; açıklanan şekilde bir incelemenin yapılmadığı ortada olup sadece kayıtlı olmayan tanık beyanları ile hüküm kurulmuştur. Mahkemece yapılacak iş; davalı Kurum"dan davalı işverene ait işyerinin 5510 sayılı Yasa kapsamında olup olmadığını sormak, kapsamda ise talep edilen döneme ilişkin bordroları istemek, davalı işverenden de davacının şahsi sicil dosyasını ile ücret bordrolarını istemek, zabıta marifeti ile ve davalı Kurum"dan sorularak; davalı işyerine talep edilen dönemde komşu olan işyeri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişilerin tespit edilmesini istemek ve böylece toplanan deliller değerlendirilmek sureti ile varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece söz konusu fiili ve hukuki gerçekler dikkate alınmadan, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.