Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/42966
Karar No: 2018/4624
Karar Tarihi: 17.04.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/42966 Esas 2018/4624 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalıdan, üzerindeki 3 katlı evin bulunduğu taşınmazın kendi malı olduğu tarihten geriye doğru, vekaletsiz iş görme hükümlerine göre kira gelirlerinin belirlenip yasal faizi ile birlikte 25.000 TL'nin tahsilini istemiştir. Davalı ise, davanın reddedilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davalının savunması dikkate alınarak davayı kısmen kabul etmiş ve davanın zamanaşımı definin reddine hükmetmiştir. Ancak, yapılan tebligat işlemi usulsüzdür ve davalının savunma hakkını kısıtlamıştır. Bu nedenle, karar bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır: 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2, 23/1-8 ve 32/1 maddeleri, Tebligat Kanunu'nun Uygulanması'na Dair Yönetmelik'in 16/2 maddesi, HUMK'nun 440/I maddesi.
13. Hukuk Dairesi         2015/42966 E.  ,  2018/4624 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalının kızı ile 2007 yılında boşandığını, uzun bir süre ... "da çalıştığını, davalı kayınpederinin ikna etmesi üzerine .... köyü 1774 parsel numaralı taşınmazın 500 m2’lik arsa olan kısmını davalıdan zilyetliğin devri yoluyla haricen satın aldığını, daha sonra yine davalının ikna etmesi üzerine toplam 90.000 ... gönderdiğini bu para ile davalının taşınmaz üzerine üç katlı bina yaptığını, ancak binayı da eksikli ve kusurlu yaptığını, söz konusu binanın olduğu yerin kadastro tespit işlemleri başladığında üzerindeki evin davacı tarafından yaptırıldığı konusunda davalının beyanda bulunduğu ve kadastro tutanağı düzenlenirken taşınmazın Hazine adına tescil edildiği ve beyanlar hanesine de üzerindeki evin kendisine ait olduğunun yazıldığı, Hazine, hak sahiplerine rayiç bedellerden satışa başlayınca davalının kendisin ... dan çağırdığını, son anda işlemleri bozmamak adına sessiz kaldığını ve 28.06.2001 tarihinde ise taşınmazın 1/2"şer mülkiyet şeklinde kendisi ve davalı adına tapuya tescil edildiğini, 13.05.2012 tarihinde ortaklığın giderilmesi davası açtığını, davalının da taşınmazın üzerindeki evle ilgili olarak muhtesat aidiyet davası açtığını, bu davanın reddedilmesi üzerine taşınmazın satış memurluğu aracılığı ile satıldığını ve söz konusu taşınmazı ihale yolu ile aldığını, davalıya da 1/2 arsa payını ödediğini, gelinen bu aşamada ise taşınmazın üzerindeki 3 katlı binada bulunan dairelerin davalı tarafından kendisi namına kiraya verildiği halde hiçbir kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle davalının taşınmazla olan ilişkisinin hukuken kesildiği, 14.03.2013 tarihinden geriye doğru davacının üç katlı evin maliki olduğunun tapuya işlendiği 28.06.2001 tarihine kadar olan dönem için vekaletsiz iş görme hükümlerine göre kira gelirlerinin belirlenip dönem sonlarından geçerli yasal faizi ile ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 25.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş, 15.04.2015 tarihinde talebini 100.633,10 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davalı tarafın zamanaşımı definin davanın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre açıldığı bu sebeple 10 yıllık süreye tabi olduğu, 1. Sulh Hukuk Mahkemesine açılan ortaklığın giderilmesi davası ile zamanaşımı süresinin kesildiği, davanın açıldığı tarihte ve dava değerinin artırıldığı tarihte bu sürenin dolmadığı anlaşıldığından, davalının zamanaşımı definin reddine, Islah dilekçesi de dikkate alınarak 100.613,00 TL’nin 25.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, ıslahla artırılan 75.613,00 TL’sinin 15.04.2015 ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesi gereğince; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."" Yine aynı kanunun 23. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendi uyarınca ise; ""Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı...ihtiva etmesi lazımdır.""
    Tebligat Kanunu"nun Uygulanması"na Dair Yönetmelik"in 16/2. maddesine göre de; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca, başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.""
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek, bu adrese T.K"nın 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından T.K"nın 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır.
    Yine Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
    Somut olayda, dava dilekçesi ekli tebligatın "Gösterilen adrese gidildi muhatap adresten ayrılmış tanınmıyor. AKS’de kaydı bulunduğundan TK’nın 21. maddesi uygulanarak evrak mahalle muhtarına bırakıldı 2 nolu haber kağıdı bina kapısına yapıştırıldı." şerhi ile tebliğ edildiği, tebliğ zarfına "mernis adresi" olması dışında, yukarıda açıklandığı şekilde usulünce düşülmüş bir şerh bulunmadığı, bu nedenle de tebliğ memurunca, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olmayan şekilde yapılan tebligatın geçerli olduğu kabul edilemez. Dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğu ve davalının savunma hakkının kısıtlandığı gözetilerek davalının savunması dikkate alınarak davanın esasının incelenmesi gerekirken, bu yönün gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi