13. Hukuk Dairesi 2015/38705 E. , 2018/4619 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının küçük çocuğuna bakıcılık yapmak suretiyle 18.07.2006-14.07.2011 tarihleri arasında 1,5 yıl sigortasız, 3.5 yıl sigortalı hizmet verdiğini, iş akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, 2.000,00 TL kıdem tazminatı, 600,00 TL ihbar tazminatı, 400,00 TL fazla mesai, 200,00 TL hafta tatili ve resmi bayram ücreti alacağı olmak üzere toplam 3.200,00 TL işçilik alacaklarının banka mevduatına uygulanan en yüksek mevduat faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 11.06.2013 tarihinde toplam alacağını 18.155,72 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,açılan kıdem tazminat talebinin ıslah edilmiş hali ile 2.979,98 TL, ihbar tazminatının ıslah edilmiş hali ile 1.565,27 TL "sinin kabulü ile, dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bunun dışında ki davacı talepleri fazla mesai alacakları, hafta tatili ve resmi bayram tatili ücret alacağının reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacının istemleri arasında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı,fazla mesai, hafta tatili ve resmi bayram ücretleri yer almaktadır. İş yerinde en az üç kişi çalışması şartının oluşmadığı anlaşıldığından Dava İş Mahkemesinden görevsizlikle genel mahkemeye gelmiştir. Bu noktada dava, taraflar arasında kurulan BK’nın 313. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanan alacakların tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık hizmet aktinin haklı nedenle feshedilip edilmediği ve davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığı ve ayrıca diğer işçilik alacaklarından davalının sorumlu olup olmadığı konusunda toplanmaktadır.
Uyuşmazlıkta uygulanacak hükümler davacının çalıştığı ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 Sayılı Kanun hükümleridir. BK’nın 344. maddesi, " muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir.Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akti icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder.Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, yine BK’nın 345/1. maddesinde ise, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yine, BK’nın 329. maddesinde fazla çalışmayla ilgili düzenleme mevcut olup, "Sözleşme ile kararlaştırılmış ya da mutad olan çalışmanın ölçüsüne oranla bir fazla çalışma zorunlu oluyorsa, işçi bunu yapmaya gücü yeterse ve üzerine almayı reddetmesi dürüstlük kuralına bir aykırılık ifade ederse, fazla çalışmayı kabul etmek zorundadır. İşçi, bu fazla çalışma için kararlaştırılan ücrete oran kurularak ve özel durumlar gözönüne alınarak takdir edilmesi gereken ek ücreti talep hakkına sahiptir." BK’nın 334. maddesinde ise, " İşveren işçiye mutat serbest saatler ya da günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bu durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmektedir." BK’nın 340/II Maddesinde ise, iki haftalık bir ihbar süresi öngörülmüştür.
Somut olaya dönülecek olursa; Mahkemece, İş Kanunu kapsamında hesap edilen kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmiştir. Ne var ki uyuşmazlık Borçlar Kanununa tabi olup Mahkemece yukarıda değinilen hususlar dikkate alınarak, davacının tüm delilleri davalının da karşı delilleri toplanmalı, gerektiğinde tanıkların yeniden anlatımlarına başvurulmalı, akabinde uzman bilirkişiden rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin bu yön gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediğine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.