Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/16320 Esas 2017/3435 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16320
Karar No: 2017/3435
Karar Tarihi: 27.04.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/16320 Esas 2017/3435 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2016/16320 E.  ,  2017/3435 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı vekili, dava dışı kullandığı ticari kredi borcunu keşide edilen ihtarnameye rağmen ödememesi üzerine hesabın kat edilip adı geçen borçlu hakkında icra takipleri yapıldığını ve takiplerin itirazsız kesinleştiğini, bir takım ipotekli taşınmazlar hakkında satış kararı alınıp, satış işlemi yapılacakken davalı şirketinde imzaladığı protokoller nedeniyle satışların durdurulduğunu, ancak protokol kapsamında yapılması gereken ödemelerin zamanında yapılmayarak temerrüt gerçekleştiğini, keşide edilen ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, borcun kaynağını teşkil eden protokolün borçlu şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerce imzalanmadığı gibi bu konuda herhangi bir yönetim kurulu kararı bulunmadığını, bu nedenle davalı ... bağlamadığını, Anonim Şirketlerde şirketin yönetim ve temsilinin yönetim kuruluna ait olup, diğer taraftan eşlerin rızasının alınmasına ilişkin yasal hükmün yerine getirilmediğini, bu nedenle imza tarihi itibariyle geçerli bir kefalet ilişkisinden bahsedilemeyeceğini, mükerrer takip yapıldığını savunarak, davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen ek bilirkişi raporuna göre, davaya konu takibin dayanağı 21.12.2012 tarihli protokol ile dava dışı bankadan kullanmış olduğu krediden kaynaklanan nakit borcun protokolde belirtilen şekilde ödenmesi suretiyle tasfiyesi koşullarının düzenlendiği ek protokolün de ana protokolün 3. maddesi çerçevesinde ödeme planının revizesine yönelik düzenlendiği, protokol tarihinde yetkili olduğu, davalının bu yöne ilişkin itirazının yerinde görülmediği, protokol tarihinde yürürlükte bulunan TBK 583. maddesi uyarınca kefaletin geçerli olabilmesi için kefilin sorumlu olacağı azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet halinde bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girildiğinin kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtilmesinin şart olup, takip dayanağı protokol ve ek protokolün bu şartları taşımadığı, bu nedenle geçerli olmayan kefaletten dolayı davalının icra takibindeki borçtan sorumlu olmadığı, takibe itirazın yerinde olduğu, davacının takipte kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.480,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.