Esas No: 2021/257
Karar No: 2021/3843
Karar Tarihi: 16.11.2021
Danıştay 13. Daire 2021/257 Esas 2021/3843 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/257
Karar No:2021/3843
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Akaryakıt Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dağıtıcı lisansı kapsamında faaliyet gösteren davacı şirket tarafından, bayisi olan "… Petrol Akaryakıt İnşaat Nakliyat Gıda Otomotiv Kuyumculuk Telekomünikasyon Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi"ne ait akaryakıt istasyonunda 14/12/2016 tarihinde yapılan denetimde, otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı veriler içermediğinin ve bayide tespit edilen aykırılıkların Kuruma bildirilmediğinin tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca 1.026.994,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dağıtıcı lisansı sahiplerinin bayilerinde kaçak akaryakıt satışının yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren etkin bir denetim sistemi kurmak ve uygulamakla yükümlü olduğu, davacı şirketin bayisine ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetim sonucu düzenlenen tutanakta yer alan tespitler değerlendirildiğinde, davacı şirketin bayisine ait akaryakıt istasyonunda probu arızalı olan tanktan arıza bildirimi yapılan 12/12/2016 tarihinden itibaren denetim tarihi olan 14/12/2016 tarihine kadar satış yapıldığı, ancak dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirketin bayisi hakkında herhangi bir aykırılık bildiriminde bulunmadığı göz önüne alındığında, bayisinin otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı veriler içermemesi ve bayide tespit edilen aykırılıkların Kuruma bildirilmemesi fiillerinin sabit olduğu anlaşıldığından, dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, 28/02/2019 tarih ve 30700 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 14/02/2019 tarih ve 7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 34. maddesiyle 5015 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 6. maddede yer alan düzenleme uyarınca da bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Kurulca verilmiş olan idarî para cezaları yönünden ihtar yapılması imkânı bulunmadığından, davacıya anılan fiili nedeniyle Kanun'un Geçici 6. maddesi kapsamında ihtar yapılamayacağı gibi, 19. maddesinde yapılan değişiklikle idarî para cezalarına getirilen asgari ceza miktarının yükseltildiği de dikkate alındığında davacının lehine bir durum bulunmadığı ifade edilmiştir.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, işleme dayanak alınan 5015 sayılı Kanun'un 7. maddesinin altıncı fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğu, 7164 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin ve yürürlüğe giren ihtar müessesesinin lehe olduğu için uygulanması gerektiği, bu nedenle idarî para cezası verilemeyeceği, otomasyon sisteminin bir kere kurulduktan sonra doğru çalışıp çalışmadığı hususunda tespit yapmalarının mümkün olmadığı, bayinin konuyla ilgili olarak uyarıldığı ve denetlendiği, bayinin fiilinden dolayı dağıtıcının cezalandırılmasının suç ve cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olduğu, davalı idare tarafından denetim yükümlülüğünün yerine getirilmediği ve bu durumdan da dağıtım şirketi olarak kendilerinin sorumlu tutulduğu, otomasyon sisteminin fiziki güvenliğinden ve müdahalelerin engellenmesinden bayinin sorumlu olduğu, dağıtım şirketi olarak kendilerine düşen her türlü yükümlülüğü yerine getirdikleri ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirketin bayisine ait olan ve "… Yolu … km. … Mahallesi, … Sokak, …/…" adresinde faaliyet gösteren akaryakıt istasyonunda 14/12/2016 tarihinde yapılan denetimde, otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı veriler içermediği ve bayide tespit edilen aykırılıkların Kuruma bildirilmediğinin tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca Kurul tarafından 1.026.994,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin işlem tesis edilmiş, bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir.
7164 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önce, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde idarî para cezaları, 20. maddesinde ise diğer yaptırımlar düzenlenmiş olup, idarî para cezalarının da idarî yaptırım oldukları hususunda tereddüt bulunmamakla birlikte, 5015 sayılı Kanun'da idarî para cezaları ile diğer yaptırımlar farklı usûl ve esaslara bağlanmıştır. Bu bağlamda 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde, 15 günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmesi yönünde yapılması gereken ihbar, idarî para cezası verilebilmesinin ön şartı olarak belirtilmediği hâlde, idarî para cezası dışındaki idarî yaptırımları düzenleyen 20. maddesinin önceki metninde, lisans iptali için aykırılığın giderilmesi yönünde 15 günlük süre tanıyan ihbar yapılması zorunlu görülmüştür. Daha da önemlisi, ilgiliye verilen 15 günlük süre içerisinde aykırılıklar giderildiği takdirde piyasa faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına karar verilemeyeceği anlaşılmakla birlikte, söz konusu aykırılığın verilen süre içerisinde giderilmiş olması idarî para cezası verilmesine engel değildir. Başka bir anlatımla, ilgilinin mevzuata aykırı fiili hem idarî yaptırım uygulanmasını hem de idarî para cezası verilmesini gerektiriyorsa, aykırılığın verilen süre içerisinde giderilmesi durumunda ilgilinin piyasa faaliyetinin geçici olarak durdurulması ve lisans iptali gibi yaptırımlar uygulanmayacak, ancak söz konusu mevzuata aykırılık nedeniyle idarî para cezası uygulanabilecektir.
Değişiklikten sonra ise, 5015 sayılı Kanun'un 20. maddesinde yapılan yeni düzenleme ile, idarî yaptırımlar sayılmış ve idarî para cezalarının da 20. maddedeki hükme tâbi olacağı belirtilmiştir.
Bu itibarla, 19. maddede yer verilen idarî para cezalarına ilişkin fiillerden Kurul tarafından belirlenen "niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olanlar" için otuz günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmesi, aksi hâlde hakkında geçici durdurma yapılabileceğinin ihtar edileceğine ilişkin düzenlemenin, idarî para cezaları yönünden cezalandırılmadan önce mevzuata aykırı davranışta bulunan kişi veya kişilere söz konusu aykırılığın ortadan kaldırılması için tanınmış bir imkân olduğu, bu yönüyle ihtarın kişinin cezalandırılabilmesine ilişkin bir ön şart teşkil ettiği ve anılan Kanun değişikliğinin failin lehine olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri işleyenlerin önceki kanun döneminde doğrudan idarî para cezasına muhatap oldukları hâlde, söz konusu kanun değişikliğinden sonra aynı fiilleri işleyenlerin ihlâlin ortadan kaldırılması hususunda ihtar edilmelerinin öngörülmesi, böylelikle ihtar edilen kişilerin söz konusu ihlâli ortadan kaldırarak ceza almaktan kurtulabilmelerine imkân tanınması karşısında, ihtar müessesesinin maddî hukuka etkisinin bulunduğu ve lehe kanun kapsamında belirtilen fiilleri önceki kanun döneminde işleyenler yönünden de geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Diğer taraftan, 7164 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile 5015 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 6. maddenin birinci fıkrasında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurulca idarî para cezası verilmemiş olan ve niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri işleyenler için nasıl bir usûl izleneceği öngörülmüş; ikinci fıkrasında ise maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurul tarafından karara bağlanmış idarî para cezalarının tahsiline ilişkin kurallara yer verilmiştir.
Söz konusu Geçici maddede, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri kanun değişikliğinden önce işleyen ve haklarında idarî para cezası uygulanan kişiler yönünden ne gibi bir işlem yapılacağı açıklanmamış olmakla birlikte, yeni düzenlemede yer alan ihtar müessesesi lehe kanun niteliğinde olduğundan, yargı aşamasındaki idarî para cezaları ile ilgili olarak yargı yerleri tarafından lehe kanun hükümlerinin belirtilen kişiler hakkında da uygulanması gerektiği açıktır.
Bu itibarla, 7164 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle 5015 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 6. madde uyarınca ihtarın yalnızca maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurul'ca idarî para cezası verilmemiş fiiller bakımından uygulanabileceği yönündeki gerekçesinde hukukî isabet bulunmamakla birlikte, davacının fiilinin "niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller" arasında sayılmadığı dikkate alındığında, sübut bulan fiili nedeniyle davacıya idarî para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle verilen davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından,anılan kararın yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 16/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.