16. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/393 Karar No: 2019/1871 Karar Tarihi: 18.03.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/393 Esas 2019/1871 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taşınmazın yüzölçümüne ilişkin uygulama kadastrosu sırasında yapılan tespit sonrasında davacının itirazı üzerine taşınmazın yüzölçümü yeniden belirlenmiştir. Ancak davacı, taşınmazın sınırının yanlış belirlendiğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece, dava reddedilirken, çekişmeli taşınmazın tesciline karar verilmiştir. Ancak hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay, davaya konu taşınmazın davacının tam paylı malik olmadığı, müşterek mülkiyet şeklinde başka paydaşlarının da bulunduğu, diğer paydaşların da davaya katılımının sağlanması gerektiğini ve mahkemece bu yönde işlem yapılması gerektiğini belirtmiştir. Davaya ilişkin kanun maddesi ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesidir.
16. Hukuk Dairesi 2019/393 E. , 2019/1871 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Uygulama kadastrosu sırasında ....Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 1492 parsel sayılı 12.364,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1417 ada 5 parsel numarasıyla ve 10.952,78 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edildikten sonra davacının itirazı üzerine Kadastro Komisyonu tarafından taşınmazın yüzölçümünün 12.729,26 metrekare olarak belirlenmesine karar verilmiştir. Davacı ..., .... Belediye Başkanlığına husumet yönelterek uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın sınırının yanlış belirlendiğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın husumet nedeniyle reddine, çekişmeli 1417 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesinden kaynaklanan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Mahkemece; kadastro tespit davalarında husumetin, aleyhine tespit yapılan taşınmaz maliklerine karşı yöneltilmesi gerektiği halde taşınmaza komşu durumda bulunan taşınmazların davalı ... adına kayıtlı olmadığı ve davacının taşınmazının yüzölçümünün eksildiğini ileri sürdüğü 1417 ada 5 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden yalnızca birinin diğer malikler adına dava açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; verilen karar usul ve yasaya uygun değildir. Davaya konu eski 1492, yeni 1417 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydından taşınmazda davacının tam paylı malik olmadığı, müşterek mülkiyet şeklinde davacı dışında başka paydaşların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın niteliği itibariyle, dava sonucundan müşterek maliklerin tamamının hukukunun etkilenecek olması nedeniyle diğer paydaşların da davaya katılımının sağlanması zorunludur. Ne var ki; mahkemece davacı tarafa diğer paydaşların katılımını sağlaması için süre ve imkan tanınmamıştır. Diğer taraftan davacının yüzölçümü miktarının eksildiğini ileri sürdüğü taşınmaza güney yönden komşu durumda bulunan eski 1439, yeni 1417 ada 13 parsel sayılı taşınmaz Kars Belediye Başkanlığı adına kayıtlı olup, husumet eksikliği de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, davacı tarafa diğer paydaşların davaya katılımını sağlaması için
süre ve imkan tanınmalı, bundan sonra yargılamaya devamla sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.