Esas No: 2021/3306
Karar No: 2022/2148
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3306 Esas 2022/2148 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, eser sözleşmesinin haksız feshedildiğinin tesbiti ve fesih nedeniyle yüklenicinin uğradığı zararların tazmini istemiyle açılmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, fakat bozma kararı sonrası yapılan yargılamada hatalı değerlendirme yapılarak davalı yararına olan masrafların hüküm altına alınması doğru bulunmamıştır. Bu sebeple kararın bozulmasına karar verildi.
Kanun Maddeleri: Yapım işleri Genel Şartnamesi'nin 47. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin davalı idare tarafından haksız feshedildiğinin tesbitiyle; haksız fesihden dolayı yüklenicinin uğradığı kâr kaybı, yapılan masraflar ile imalât bedelinin hesaplanarak fesih tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi isteminden ibaret olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2) Davacı vekili, müvekkili iş ortaklığı ile davalı idare arasında; Akçaova-Yatağan ayrımı Kavaklıdere yolu 15+000-25+214 arası toprak tesviye sanat yapıları ve üst ikmâl işine ait sözleşme imzalandığını, 5.493,358 TL bedelli ihalede, 26.11.2013 günlü yer tesliminden sonra 600 gün süre verildiğini, işin bitim tarihinin 19.07.2015 olduğunu, 330.000 TL tutarında teminat mektubunun idareye sunulduğunu, idarenin 14.08.2014 tarihli yazıyla Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 47. maddesi uyarınca işi feshettiğini, teminatın gelir kaydı için Türkiye Finans Kurumuna yazı yazıldığını bildirdiğini, feshin haklı bir gerekçesinin bulunmadığını, idarenin kusuru nedeniyle işe başlanamadığını, ilerleme sağlanamadığını, idarenin işi imkânsızlaştırdığını belirterek, feshin haksızlığının tesbitiyle; haksız fesihden dolayı yüklenicinin uğradığı kâr kaybı, yapılan masraflar ile imalât bedelinin hesaplanarak belirsiz alacak davası olarak; fesih tarihinden itibaren şimdilik 110.000,00 TL maddi tazminatın ticari faiziyle birlikte tahsiline, ayrıca müvekkillerinin ticari itibarının sarsılması nedeniyle de 20.000,00'er TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemenin 12.01.2016 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 02.11.2017 tarihli ilamında, sözleşmenin feshi haklı olsa dahi davacı yüklenicilerin dava tarihi itibariyle imalât bedelini, davalı iş sahibi yararına olan masraflarını talep edebileceği, dava dilekçesinin sonuç ve istek bölümünün 3. maddesine göre davacının bu yönde talepte bulunduğu ve dava dilekçesi içeriğine göre kâr kaybı dahil imalât bedeli ve masrafları ile ilgili talebinin 110.000,00 TL olduğundan, mahkemece öncelikle 110.000,00 TL maddi tazminat isteğinin ne kadarının kâr kaybı, ne kadarının masraflar için ve ne kadarının imalât bedeli için olduğunun açıklattırılıp, davalı iş sahibinden davadan sonra yapıldığına dair dosyada bilgiler bulunan kesin hesapla ilgili tüm belge ve tutanaklar da getirtilerek, davacı yüklenicilerin dava tarihi itibariyle masrafları ve imalât bedeli konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınıp isteyebileceği miktar tesbit ettirilerek varsa bu miktardaki alacakla ilgili talebin kabulüne karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, bilirkişi kurulundan 14.06.2019 tarihli asıl ve 31.10.2019 tarihli ek rapor alınmış, bilirkişi asıl ve ek raporunda davacı yüklenicilerin “KİK payı, karar bedeli ve sözleşme damga vergisi” toplamı olan 105.288,93 TL’yi davalı iş sahibi yararına olan masraflar kapsamında iş sahibinden talep edebilecekleri belirtilmiştir. Mahkemece anılan asıl ve ek rapor hükme esas alınmıştır. Oysa mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 02.11.2017 tarihli bozma ilamında, davacı yüklenicilerin “Davalı iş sahibi yararına olan masrafları talep edebileceği” belirtilmiş olup, mahkemece hüküm altına alınan masrafların davalı yararına olan masraflar olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece davacının 28.03.2018 tarihli açıklama dilekçesinde imalat bedeli olarak talep ettiğini belirttiği 4.712,00 TL’nin hüküm altına alınması ile yetinilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 14.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.