2. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/7375 Karar No: 2019/160
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/7375 Esas 2019/160 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2018/7375 E. , 2019/160 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Eşya Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece verilen hüküm tarafların temyizi üzerine Dairemizin 20.06.2017 tarih ve 2016/10048 esas, 2017/7791 karar sayılı kararı ile "... mahkemenin gerekçeli kararında, boşanma davasında tarafların dayandıkları vakıalar ile vakıalara ilişkin gerekçeye yer vermediği, bu haliyle kararın yeterli gerekçeden yoksun olduğu ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-c maddesindeki unsurları içermediği... " gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilmekle birlikte, bozma gereği yerine getirilmeyerek mahkemenin ilk kararında belirtilen aynı şekilde açıklamalar ile hüküm verilmiştir. Anayasanın 141/3. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde de kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 3. bendine göre, mahkeme kararlarında iki tarafın sav ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Yerel Mahkeme kararında, “Her iki tarafında kusurlu olduğunu" belirtilerek, Türk Medeni Kanunu"nun 166/1. maddesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmişse de tarafların kusur oranı açıkça belirtilmemiş, boşanma davasının kabulüne dayanak "Vakıalar" ve taraflara yüklenen kusurlar ayrı ayrı ve açık bir şekilde gerekçede gösterilmemiştir. Yerel mahkemenin hangi delillerle sonuca ulaştığını değil, dayanılan delillerde yer alan hangi vakıanın kabul edildiğini ve kusur oranlarını Yargıtay denetimine elverişli ve açık bir şekilde gerekçeli olarak açıklaması zorunludur. Bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2- Davacının eşya alacağı talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı vekili 05.07.2018 tarihli celsede; ev eşyalarının aynen iadesi olmaz ise bedelinin tahsili davasını atiye bıraktığını, dava dilekçesi ekinde sunulan listedeki 12. ve 13. maddelerde yer alan eşyaları teslim aldığını bildirmiş, aynı celse davalı vekili ise davacının ev eşyalarının aynen iadesi olmaz ise bedelinin tahsili davasını geri alabilmesine muvafakat ettiğini bildirmiştir. Bu halde mahkemece davacının dava dilekçesi ekindeki listede 12. ve 13. maddelerde yer alan eşya taleplerinin konusuz kalması nedeniyle, diğer eşyalara ilişkin talebi hakkında ise davanın geri alındığı (Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 123. maddesi) ve davalının da geri almaya muvafakati dikkate alınarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.01.2019 (Salı)