14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/19075 Karar No: 2020/8545 Karar Tarihi: 16.12.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/19075 Esas 2020/8545 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin verilen hüküm, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili kanun değişikliklerine uygun olmadığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Tebligat yapılacak adresin, adres kayıt sistemindeki en son kayıtlı adres olması gerektiği hatırlatılmıştır. Ayrıca tebligatın yapılması için gerekli araştırmaların yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, davalılardan birinin bilinen en son adresine doğrudan tebligat yapılması ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması gerektiği gerekçesiyle usulüne uygun olmadığına karar verilmiştir. Kanun değişikliğine göre, tebligatın iki aşamalı yapıldığı ve ilk aşamada adres kayıt sistemindeki adresin kullanılamayacağı belirtilmiştir. İlgili kanun maddeleri \"7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun\" olarak belirtilmiştir.
14. Hukuk Dairesi 2016/19075 E. , 2020/8545 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1)Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. 2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir. Somut olaya gelince; 1-Gerekçeli kararın davalılardan ..."nin bilinen en son adresine tebligat çıkartılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat yapılması gerekirken, ilk seferde doğrudan Kanunun 21/2. maddesine göre tebligat yapılmasının usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından adı geçen davalının adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği, 2-Bursa 2. Aile Mahkemesi"nin 2016/180 Esas sayılı dava dosyasında karar verilmiş ise kararın ve kesinleşme şerhinin mahkemesinden istenerek dosyaya eklenmesi, Belirtilen eksiklikler giderildikten ve temyiz süresinin beklenilmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 16.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi. Başkan