![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2015/12184
Karar No: 2017/17533
Karar Tarihi: 25.12.2017
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/12184 Esas 2017/17533 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen 1596 ada 29 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 2 bloktan oluşan betonarme binalar bulunduğunu, bu binaların vekil edenleri tarafından yapıldığını açıklayarak, dava dilekçesinde yazılı şekilde numarası belirtilen dairelerin vekil edenlerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar, davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.
Bir kısım davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tapu kayıt maliki olmayan davalı yönünden davanın reddine,diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
Temyiz edeninin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre yapılan incelemede;
Mahkemece her ne kadar, yargılama giderleri ve harcın davacılar üzerinde bırakılmasına ve davacılar vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş ise de; bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK"nun 326/1.maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kanunda yazılı hallerden birisi hiç şüphesiz Yasa"nın 312/2.maddesidir. Bu madde hükmüne göre davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderinden sorumlu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki; anılan maddenin uygulanabilirliği, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.
Somut olaya gelince, bir kısım davalılar dışında, yargılamanın ilk duruşmasında veya öncesinde davalılar tarafından muhdesat iddiasını kabul ettiğine ilişkin beyanda bulunulmamıştır. Saptanan bu olgular kapsamında; davalılardan bir kısmının davanın açılmasına sebebiyet verdikleri ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği kuşkusuzdur.
Bununla birlikte, davanın konusu (müddeabih) davalıların payına isabet eden muhdesat değeridir(zemin bedeli hariç). Buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 s.lı HMK"nun 326/2. mad. uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının tapu payları gözetilerek sorumlu tutulmaları gerekirken, kabul edilen muhdesatlar yönünden davalıların davanın açılmasına sebebiyet vermedikleri belirtilerek harç ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması ve davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.
Bununla birlikte davayı kabul eden davalıların HMK"nun 312/2 maddesi uyarınca ortaklığın giderilmesi davasında eldeki davanın açılmasına sebebiyet verip vermedikleri hususu da değerlendirilmek sureti ile mahkemesince az yukarıda belirtilen ilkeler ışığında yargılama giderleri,harç ve vekalet ücreti yönünden yeniden bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 25.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.